Ülkemiz ekonomisinin pek sağlıklı işlemeyen bankacılık sektöründe, sağladığı vergi muafiyeti gibi cazip koşulları nedeniyle 90'1ı yıllarda oldukça rağbet edilen fakat bozuk mali yapıları nedeniyle devlet tarafından fona devredilen yerel bankalarımızın çıkardığı off-shore bankacılık mağdurları (offshorezedeler)' nın kendilerince haklarını aramaları, devletin bunlara yardımcı olmak üzere fondan yardım çabası ve buna karşın kamuoyunun karşıt yönlü güçlü sesi, mali sistemimizin karmaşıklığını, gerçek yüzünü yansıtmaktadır. 1994 mali krizinde paniği önlemek ve istikrarı sağlamak için halen devam etmekte olan, kısa süreli bir tedbir olarak mevduata %1 00 devlet güvencesi getirildi. Ancak bilindiği gibi off-shore bankacılık diğer bir deyişle kıyı bankacılığı ülke hudutları dışında gerçekleştirilen bir bankacılık olduğu için güvence kapsamına dahil edilmemiştir. Böylesi bir riskle karşı karşıya olan ve buna rağmen daha fazla kazanabilme arzusuyla kıyı bankalarına para yatıran kişiler, bu bankaların batması ve fona devredilmesi sonucunda birden mağdur pozisyonuna düşebilmektedir. Bu araştırmada aslında ekonomik kalkınma bakımından , doğru kullanılabi lirse olumlu bir enstrüman olabilecek kıyı bankacılığı , ülkemiz açısından ayrı ntılarıyla incelenmiştir. ilk olarak tarihsel süreçte kıyı bankacılığı aktarılıp, tanımı , özellikleri, dünyadaki bazı önemli kıyı bankacıliğı örnekleri belirtilm iştir. Sonrasında ülkemizde kıyı bankacılığı ile ilgili hukuki mevzuat, kıyı bankacılığını n gelişmemesini n nedenleri ve son olarak da KKTC ile Türkiye'de kıyı bankacılığına değinilmiştir.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.