VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettiş Yardımcısı

Merve Hayriye KILIÇ





  • İş sağlığı ve güvenliği konusu, günümüz çalışma hayatı ve çalışma hukukunun önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. İş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınarak uygulanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılması işçiler, işverenler ve nihayet sosyal güvenlik sistemleri için önemli sonuçlar ortaya koyar. Dolayısı ile, ilgili sorunların çözümünde iş mevzuatı ile ilgili çeşitli reformlar yapılmış ve bunun sonucunda ?İş Güvenliği Uzmanlığı? adı altında yeni bir meslek grubu doğmuştur. Günümüzde birçok kişi bu mesleği iş mevzuatı işe ilgili kanunlar ve yönetmelikler doğrultusunda ifa etmekte ve karşılığında kazanç elde etmektedirler. Elde edilen kazançların doğru ve adil bir biçimde vergilendirilmesi ise vergi mevzuatının konusuna girmektedir.

  • Ülkemizde büyümenin artırılması için tasarruf ve yatırımların artırılması zorunludur. Mevcut durumdaki piyasalarda bulunan yüksek faiz baskısı büyüme üzerindeki önemli engellerden birisidir. Türkiye Varlık Fonunun büyük projelere sağlayacağı finansman, hem bu projelerin hayata geçmesiyle oluşturulacak istihdam yoluyla, hem de faiz üzerindeki baskıyı azaltarak, ülkemizin büyüme ve kalkınması üzerinde olumlu etkilerde bulunacaktır. Çalışmamızda öncelikle ?Varlık Fonu? kavramı üzerinde durularak, bu fonların amaçları, türleri ve son olarak da Türkiye örneği ve ülkemiz açısından gerekliliği üzerinde duracaktır.

  • Ticari hayatta çeşitli sebepler doLayısı ile sıkça kullanılan proforma faturalar hem satıcı hem de alıcı açısından işlemleri kolaylaştırmaktadır. Alıcı ve satıcı arasındaki uzak mesafeler dolayısı ile işlemlerin gecikmesi önlenmekte şeffaf bilgi akışı sağlamaktadır. Proforma faturalar aynı zamanda bir teklif mektubu niteliği taşımakta ve ileride kurulacak bir sözleşmenin ilk adımını oluşturmaktadır. Bu özellikleri dolayısı ile damga vergisi açısından uygulamada bazı karışıklıklar ortaya çıkabilmektedir.

  • 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren 6637 sayılı Kanun uyarınca yürürlüğe giren düzenlemeyle, sermaye şirketlerinin nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden hesaplanan faiz tutarının %50?lik kısmı, kurumlar vergisi matrahından indirilecektir. Bakanlar Kuruluna, şirketlerin halka açıklık oranı, gelirlerinin niteliği, aktif yapısı vb. unsurlar dikkate alınarak, indirim oranını farklılaştırma konusunda yetki verilmiş olup, Bakanlar Kurulu bu yetkisini 2015/7910 sayılı Kararname ile kullanmıştır. Çalışmamızda sermaye ve sermaye artırımı ile ilgili temel kavramlar ve nakdi sermaye artırımına ilişkin vergisel düzenlemeler ticaret ve vergi kanunları bakımından ele alınacaktır.

  • Günümüzde son derece yaygınlaşan özel sağlık ve eğitim kurumları toplumda maddi açıdan birçok kesime hitap etmekte ve okul çağında çocuğu olan bir çok anna-baba tarafından da özel eğitim kurumları, bu kurumlara ait kreş veya dershaneler, yurt veya pansiyonlarını tercih etmekte veya sağlık ile ilgili işlemleri için özel hastaneleri tercih etmektedirler. Mükellefler tarafından nihai tüketici sıfatıyla yapılan bu harcamalar aynı zamanda toplumsal eğitim ve sağlık düzeyi ile de ilgili olduğundan, sosyal devlet ilkelerinin bir gerekliliği de olarak bu yükün tamamını mükelleflerin sırtına bırakmak yerine devletçe paylaşılması amacıyla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Çalışmamızda, yapılan harcamaların hangi koşullarda devletçe sağlanan imkanlardan yararlanacağı, matrahın tespitinde dikkat edilmesi gereken hususların neler olduğu gibi konular hakkında bir analiz çalışması yapılmıştır.

  • Dünyada ve ülkemizde öğrencilere burs ödemesi yapılması oldukça yaygınlaşmış bir uygulamadır. Yapılan bu ödemelerin ödemeyi alan ve ödemeyi yapan taraflar bakımından ülkemiz vergi kanunları karşısındaki durumu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, ilgili tebliğler ve özelgeler dahilinde bir analiz çalışması yapılmıştır.