VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi

Çağrı İlker Atıcı





  • Değişen ticari hayat ile ticari hayatı düzenleyen mevzuatın birbiri ile uyumlu olması, kişilerin hem rekabet sürdürülebilirlik sağlamaları, hem de bu sürdürülebilirliği sağlayabilmek için mevzuatın dışarısına çeşitli yöntemlerle çıkmamaları için gereklidir. Ticari hayatta yeterli sermaye ve kapasitesi olan kişiler çeşitli nedenlerle şirketleşmeye gitmek istemektedirler. Bu kişiler tek başlarına bir veya birden fazla şirketin sahibi olabilecek yeterli birikim ve kapasiteye sahip oldukları için, bu şirketleşmeyi tek başına yapmak istemektedirler. Ancak o dönem yürürlükte olan yasal mevzuat izin vermediği için bu kişiler tek başlarına şirket kuramamaktadırlar. Bu yüzden kendisine yakın gördüğü kişilere sembolik olarak hisse vererek şirkete ortak yapmakta ancak tüm iş ve işlemleri kendileri yürütmekteydiler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklik ile zaten ticari hayatta uygulanagelen tek başına şirket sahip olma durumuna hatta tek başına birden çok şirkete sahip olma durumuna izin verilmiştir. Bu durum kişilere birçok avantaj sağlasada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Çalışmanın ilerleyin bölümlerinde tüm bu hususlar yasal mevzuat ve çeşitli görüşler ışığında incelenmiştir.

  • Sahte belge kullandığı tespit edilen mükellefler ilgili vergi dairesi müdürlükleri tarafından 84 sayılı KDV genel tebliğine göre özel esaslara alınmakta ve bu mükellefler özel esaslardan çıkıp, tekrar genel esaslara tabi olmak için kullandıkları sahte belgeleri kayıtlarından çıkarmak amacı ile düzeltme beyanı vermektedirler. Bu düzeltme beyanları bazen pişmanlık talepli olarak da verilmektedir. Ancak 213 sayılı vergi usul kanunun 371. madde pişmanlık ve ıslah müessesi başlığında hangi hallerde bu müesseseden yararlanılamayacağı anlatılmıştır. Şartlarını taşımadığı halde mükellefin vermiş olduğu pişmanlık talepli beyannameleri hiç verilmemiş kabul edilerek duruma göre (bir kat veya üç kat) vergi zıyaı cezası kesilerek incelenme sonlandırılmalıdır.

  • Günümüzde sosyal platformlar çok farklı şekilde kullanılmaktadır. Bu kullanım şekillerinden bazıları; ?evde el emeği ile üretilen ürünlerin internet üzerinden pazarlanması, elde bulunan artık kullanılmayan ya da hiç kullanılmamış ürünlerin internet üzerinden pazarlanması, bir işyeri açmadan toptancıları gezip ellerinde bulunan ürünleri kendi sosyal sayfa üzerinden pazarlanması, kişinin kendi kabiliyeti olan uzaktan eğitim gibi hizmetlerinin sosyal platformlar üzerinden pazarlanması gibi? kazanç ve gelir getirici faaliyetleri içermektedir. Konunun yeni olması, vergi mevzuatının anlaşılmasının zor ve karışık olması, aynı faaliyetlerin internet üzerinden yapılmaması halinde muafiyet ve istisnalarının bulunması gibi nedenlerden dolayı çoğu kimse bu faaliyetin vergilendirilmesi veya vergilendirilmemesi, vergilendirilecekse ne şekilde vergilendirilmesi gerektiğini bilmemektedir. Çalışmamızda e-mağaza kuranlar, bu mağazalar aracılığı ile müşterilerine mal veya hizmetlerini ulaştıranlar ve diğer sosyal platformlar aracılığı ile pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirenlerin vergilendirilmesi konusunda bilgi verilecektir.