VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi

Mehmet Gökhan Karataş





  • Sermaye şirketlerinde anonim ve limited şirketler için en önemli unsur sermayedir. Şirketler belli miktarda sermaye ile kurulur ve faaliyetlerine başlar. Şirketlerin kuruluş aşamasında sahip olması gereken asgari sermaye tutarları Türk Ticaret Kanunu?nda belirtilmiştir. Şirketlerin kuruluş aşamasında sahip oldukları sermayede zaman içerisinde çeşitli zorluklarla karşılaşıldıkça kayıplar olmakta bu durum kanunen şirketin kendiliğinden sona ermesine bile neden olmaktadır. Nitekim sermayelerinin üçte ikisini kaybeden şirketler ya sermayenin üçte biri ile faaliyetlerine devam etme kararı alacaklar ya da sermayelerini tamamlama kararı alacaklardır. Aksi takdirde şirket kendiliğinden sona erecektir. Ayrıca, Kanun şirketin borca batık olması durumunda yönetim kurullarına çeşitli görevler yüklemiştir. Bu makalemizde Türk Ticaret Kanunu?na göre anonim ve limited şirketlerin sermaye kaybı ve borca batıklık durumu irdelenecektir.

  • Şirketler açısından ortaklar cari hesabı son derece önemli bir hesaptır. Şirket ortaklarıyla yapılan borç ve alacak işlemleri, çok yakından takip edilmesi gereken bir konudur. Türk Ticaret Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri dikkate alındığında söz konusu borç ve alacak ilişkisi bazı vergisel ve hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bu makalemizde şirketlerin ortaklarla olan borç-alacak ilişkilerinin Türk Ticaret Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu açısından değerlendirilmesi üzerinde duracağız.

  • 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun1 10'uncu maddesine; 01.07.2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 6637 sayılı Kanunun 8'inci maddesiyle yeni bir indirim mekanizması olan (ı) bendi eklenmiştir. Söz konusu bende göre kurumlar; 01.07.2015 tarihinden itibaren nakdi sermaye artırımında bulunmaları halinde kurumlar vergisi matrahından belli tutarda indirim hakkı elde edeceklerdir. Bu makalede kurumların nakdi sermaye artırımında bulunmaları halinde elde edecekleri vergi avantajı ve bu avantajın koşulları hakkında bilgi verilecektir.

  • Vergi mükelleflerinin karşılaştığı en önemli sorunlardan biri de takvim yılı veya hesap dönemi kapandıktan sonra işletmelere ulaşan faturalar ve bu faturalarda yer alan KDV'lerin vergi mevzuatı karşısındaki durumudur. Geç gelen faturaların Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve son olarak Katma Değer Vergisi Kanunu açısından değerlendirilmesi makalemizin konusunu oluşturmaktadır.

  • Yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri vergilemenin takvim yılı olması yönünden farklı bir rejime tabi tutulmuştur. Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesi uyarınca yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıla ait sayılır ve o yılın beyannamesinde gösterilir. Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerini yaptıranlar geçici kabule tabi olan hallerde geçici kabul tutanağının idarece onaylandığı tarihe kadar müteahhitlere yapacakları istihkak ödemelerinden %3 oranında vergi kesintisi yaparlar. Yıl içinde yapılan tevkifatlar bu işleri yapanlar tarafından iadeye konu edilmektedir. Bu durumda geçici kabul tutanağı idarece onaylandıktan sonra yapılan vergi tevkifatların durumu ne olacaktır? Bu çalışmamızda yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde geçici kabulden sonra yapılan tevkifat ve iadesi konusu irdelenecektir.

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na* 1 göre tutulan defterler, işyerinin, işyeri olmayanlar için ikametgâhın bulunduğu yerdeki noter veya noter görevini ifa ile mükellef olanlar, menkul kıymet ve kambiyo borsa- sındaki acenteleri için borsa komiserliği tarafından aynı kanunun 221. maddesinde belirtilen sürelerde tasdik edilmesi gerekmektedir. Bilanço usulüne göre vergilendirilen mükelleflerin tutmak zorunda oldukları defterler arasında yer alan yevmiye defteri tasdiki zorunlu defterlerdendir.Vergi Usul Kanunu'nun 221/4. maddesine göre defterlerin dolması nedeniyle yeni defter kullanacak olanlar bu defterleri kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirmesi gerekmektedir. Ancak uygulamada mükellefler yeni yevmiye defteri tasdik ettirmeyerek tasdikli yevmiye defterinin tasdiksiz arka yüzlerine kayıt yapmaktadırlar. Dolayısıyla en büyük tereddüt tasdiksiz arka sayfalara yapılan kayıtlardaki faturalarda yer alan KDV'lerin indirimlerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanmaktadır. Bu çalışmamızda yevmiye defterlerinin tasdikli ön sayfalarının dolması nedeniyle tasdiksiz arka sayfalarına yapılan kayıtlarda yer alan faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin indiriminin mümkün olup olmadığı irdelenecektir.