VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Yüksek Lisans Öğrencisi, Anadolu Üniversitesi, Maliye Anabilim Dalı

Ökkeş KISA





  • Koronavirüs salgını, kendisini 2020 yılında göstermiş ve kısa sürede tüm dünyaya yayılması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘pandemi’ ilan edilmiştir. Salgınla mücadelede en etkili silahlardan birisinin ‘sosyal mesafe’ olması, birçok ekonomik aktiviteyi kısıtlamış ve bazı işyerlerinin geçici olarak kapanmasına ve bazılarının da iflasına yol açmıştır. Bu çalışmanın amacı, koronavirüs salgınının ekonomilere yönelik olumsuz etkisini ortaya koymak ve uygun maliye politikası önerileri sunmaktır. Bu bağlamda salgının ekonomiye etkisi incelenirken; salgının işgücü piyasasına, salgının dış ticarete, turizm ve bankacılık sektörlerine etkileri incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda; söz konusu kalemlerdeki olumsuz değişmelerin ülkelerin ekonomik büyümelerini de olumsuz etkilediği görülmüştür. Salgınla mücadelede ülkeler, birçok farklı maliye politikası aracına başvurabilmektedirler. Ancak koronavirüs salgınının bir sağlık krizi olması nedeniyle yapılan politika değişiklilerinin ekonomiye etkisi sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle salgının ulusal değil, küresel bir sorun olması sebebiyle, salgınla mücadelede küresel çözümler bulunmasının gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Koronavirüs, Salgın, Salgının Ekonomiye Etkileri, Maliye Politikaları. JEL Sınıflandırma Kodları: E62, H20, J18.

  • Krizler teorik olarak reel ve finansal krizler olmak üzere ikiye ayrılır. Reel krizler, mal, hizmet ve işgücü piyasalarında ortaya çıkan dalgalanmalar iken, finansal krizler, finansal piyasalardaki dalgalanmalar sonucu reel piyasalara da sıçrayıp, reel piyasalarda da dalgalanmalar meydana gelmesine neden olarak krizler olarak ifade edilebilir. Finansal krizler de kendi arasında para, bankacılık, dış borç ve sistematik finansal krizler olarak dörde ayrılmaktadır. Bu krizlerin nedenleri ise; finansal sektörlerin bilançosunda ortaya çıkan bozulmalar, faizlerin artışı, belirsizliklerde görülen artışlar ve mal varlığı fiyatlarında değişmeler sonucu finansal olmayan sektörlerin bilançolarındaki bozulmalardır. Bunların dışında sayabileceğimiz ve yukarıda sayılan nedenlerin ortaya çıkmasına neden olan en önemli etken ise, finansal serbestleşmedir. Finansal serbestleşme öncelikle gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan daha sonra gelişmekte olan ülkelerde tasarruf eksikliğini gidermek ve büyümelerini gerçekleştirmek için başvurulan bir yöntem olmuştur. Ancak bu serbestleşme bazı dezavantajlarını da beraberinde getirmiştir. Bu çalışmanın amacı da ortaya çıkan bu dezavantajların nasıl çözüme kavuşturulacağıdır.