Yaygın bir kullanım alanı olması nedeniyle kanun koyucu, solventin vergilendirilmesinde sanayinin korunması ve rekabet edebilmesi gibi kimi gerekçelerle imalatta kullanımı ve satışı halinde piyasanın kararlarına etki etmeyecek ölçülerde bir vergi koymak yoluna gitmiştir . Üzerinden vergi alınan solvent ürünlerinin önemli bir kısmı 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na' Ekli (1) Sayılı Listenin (B) Cetvelinde GTiP numaraları belirtilmek suretiyle sayılm ı şlardır . Bu sayılan solvent türleri sanayide en yaygın olarak kullanılanlardır. Solventin yurt içinde tesliminde halihazırda uygulanan ÖTV tutarı 1,4845 YTL/KG ' dır. Maktu tutarlar üzerinden alınan vergi, tiner ve benzeri ürünler üretilmesi ve satılması halinde 0,0653 YTL/KG, boya ve benzeri ürünler üretilmesi halinde de 0,0500 YTL/KG olarak halen uygulanmaktadır . Yazımızda tekrardan kaçınmak ve aniatımda kolaylık sağlamak amacıyla solventin (1) Sayılı Listenin Dışındaki Malların imalinde Kullanılması -Boya, vernik, halı yapıştırıcı , yapıştırıcı solüsyon, madeni yağ ve alkid reçine gibi malların üretilmesi -ibaresi yerine, kısaca boya üretimi ; solventin (1) Sayılı Listenin (B) Cetvelindeki Başka Bir Malın imalinde Kullanılması-tiner ve benzeri ürünler üretilmesi- ibaresi yerine de kısaca tiner üretimi ibaresi kullanılacaktır. Solventin münhasıran ticaret amacıyla ithali, bir teminata tabi değildir . Ancak, adı geçen bu ürünlerin imal edilmesi taahhüdü i le ithal edilmesi halinde ve teci l-terkin kapsamında ithalatçı ta ra fından tesliminin yukar ıdaki indirimli maktu tutarlar üzerinden vergilendirilmesinde bir teminat uygulaması söz konusudur. Dergimizin daha önceki yayım l anan say ıl arında solventin vergilendirilmesi detaylı olarak açıklanmaya çalışılmıştı. Bu defa, solventin vergilendirilmesinde mevzuatımızda öngörülen teminat uygulamaları ile bu uygulamada yapılacak bir değişikliğin solventten kaynaklanan akaryakıt kaçakçılığının önlenmesine etkisi tartışılacaktır.
Daha önceki yazılarımııda solvent ithalatı yolu ile yapılan akaryakıt kaçakçılığı 4 ile solventten boya üretilmesi halinde vergilemesi anlatılmaya çalışılmıştır . Bu yazımızda ise solventten imal edilen tiner ve benzeri ürünlerin vergilendirilmesi ile bu vergilendirmede mevzuatta karşılaşılan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üzerinde durulacaktır. Yazımızda konu anlatımında kolaylık ve anlaşılabiliriilik sağlanmak isteniş, bunun için de; tebliğlerde izlenen klasik verginin konusu, vergiyi doğuran olay, mükellef, tarh ve beyan esasları gibi sıralama yönteminin dışına çıkılarak , öncelikle, özellik arz eden vergi konusu ve vergiyi doğuran olay ele alınmış; vergileme, örnekler çerçevesinde açıklanmaya çalışılmış, verginin tarhı , mükellefi, beyanı gibi diğer hususlara ise verilen örneklerin içinde kısaca değinilmiş, mevzuattan kaynaklanabilecek tartışmalı hususlar, yapılan hatalar, sorun olabilecek konular ve bunlara ilişkin çözüm önerilerimiz örneklerin her aşamasında yeri geldiğinde sorun-çözüm önerisi olarak ortaya konulmuştur. Yazımızda konu anlatımında kolaylık ve anlaşılabiliriilik sağlanmak istenmiş, bunun için de; tebli ğ lerde izlenen klasik verginin konusu, vergiyi doğuran olay, mükellef, tarh ve beyan esasları gibi sıralama yönteminin dışına çıkılarak , öncelikle, özellik arz eden vergi konusu ve vergiyi doğuran olay ele alınmış; vergileme, örnekler çerçevesinde açıklanmaya çalışılmış, verginin tarhı , mükellefi, beyanı gibi diğer hususlara ise verilen örneklerin içinde kısaca değinilmiş, mevzuattan kaynaklanabilecek tartışmalı hususlar, yapılan hatalar, sorun olabilecek konular ve bunlara ilişkin çözüm önerilerimiz örneklerin her aşamasında yeri geldiğinde sorun-çözüm önerisi olarak ortaya konulmuştur.
Sanayide bazı ürünlerin imalatında %8 ila %80 oranı arasında hammadde olarak solventin kullanıldığı görülmektedir. Solvent dışında kalan hammaddelerin bir kısmının imalatında ise yine solventin kullanıldığı bilinmektedir. Örneğin, inşaat boyası imalatında %5 ve sanayi boyası imalatında ise %20 oranında hammadde olarak kullanılan sentetik verniğin imalatında, yine 0/o35 oranında solvent (white spirite) kullanılmaktadır. Solvent ithalatı yolu ile yapdan akaryakıt kaçakçılığına ilişkin olarak, kaçakçılığın nasıl yapıldığı, solventin nasıl akaryakıt olduğu ve neden kaçakçılık yapıldığı gibi konulara Dergimizin 82'inci sayısında yer verilmişti . 4 Bu yazımızda ise solventten boya ve benzeri malların üretilmesi halinde ÖTVK çerçevesinde vergilemenin nasıl olacağı sorusuna cevap verilmeye çalışılacaktır. Yazımızın başlığında sadece 'boya' kelimesinin yer alması yanıltıcı olabilir. Ancak aniatımda kolaylık ve anlaşılabilirliği sağlamak açısından (1) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (1) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halindevergileme ifadesini kullanmaktan mümkün olduğunca kaçınılmaya çalışılmıştır. Bu ifadenin yerine ise solventten boya üretilmesi halinde vergileme ifadesine yer verilmiştir. Bu nedenle yazımızda geçen 'boya' kelimesi sadece '(1) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların (1) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde üretilen mallar için kullanılan genel bir tanımlayıcı kavram olarak kullanılmıştır. Dolayısıyla yazımızda 'boya' kelimesinden; (1) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların (1) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde üretilen boya, halı yapıştırıcı gibi malları anlamak gerekmektedir. Yazımızda konu anlatımında izlediğimiz yöntem; aniatımda kolaylık ve anlaşılabilirliği sağlamak için tebliğlerde izlenen klasik, verginin konusu-vergiyi doğuran olay-mükellef-tarh ve beyan esasları gibi sıralama yönteminin dışına çıkılınası ve öncelikle özellik arz eden ve anlaşılabilirlikte sıkıntı yaratan vergi konusu ve vergiyi doğuran olayın geniş bir şekilde ele alınmasıdır. Solventin vergilendirilmesi örnekler çerçevesinde açıklanmaya çalışılmış, verginin tarhı, mükellefi, beyanı gibi diğer hususlara ise verilen örneklerin içinde kısaca değinilmiş; mevzuattan kaynaklanabi lecek tartışmalı hususlar, yapılabilecek hatalar, sorun olabilecek konular ve bunlara ilişkin çözüm önerilerimiz, örneklerin her aşamasında yeri geldiğinde sorun-çözüm önerisi olarak ortaya konulmaya çalışılm ı ştır.
Petrolün rafin erilerde antı lmas ı sonucunda elde edilen ürün çeşitlerinden bazılarının tamamına birden bilinen adıyla 'solvent' denilmektedir. Petro-kimya sanayi literatüründe solvent sözcüğü Benzol (Benzen), Toluol (toluen), Solvent nafta, White spirit, Hekzan , Heptan, Pentan v.s. gibi (bu ürünlere yazımızda biz de solvent diyeceğiz) petrol türevi ürünlerin hepsine birden verilen ortak bir isimdir. Bu kimyasal maddeler, ekonomide çok yaygın olarak tekstil, kozmetik, gıda, tarım, ilaç, vb. gibi sektörlerde, çok sayıda sanayi kolunda ve bu arada boya, tiner, vernik, reçine gibi ürünlerin imalatınd a temel hammadde olarak kullanılmaktadır. Birçok sektörde solvent vazgeçi lmez, alternatifi olmayan ve ikame edilemeyen bir hammadde niteliğine sahiptir. Petrol türevi olan bu solvent türlerinin, yine petrolden elde edi len motorin, ben zin gibi akaryakıt çeşitleriyle kimyasal yapılarının çok benzer ve yakın özellikler göstermesi onun akaryakıt kaçakçılığının konusu olmasına neden olmaktadır. Bilinen türde akaryakıt kaçakçılığı genellikle 4760 say ılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na (ÖTV) ekli {1) sayılı Liste'nin (A) cetvelindek i malların yurda yasa dışı yollardan kaçak olarak soku lması ve satılması şeklinde ge rçekleşm ektedir. Akaryakıt kaçakçılığının önemli bir kısmını bu yolla yap ılan kaçakçılık oluştururken bir kısmını da yasal yollardan ithal edilen solventin ithal amacı dışında yasa dışı yollardan akaryakıt olarak kullanılması ve ticaretinin yapılması oluşturmaktadır. Yazımızın konusunu da ÖTVK ile bu kanuna ekli (1) sayılı Liste'nin (B) cetvelinde yer alan solvent türlerinin ithalatı yolu ile yapılan kaçakçılığın açıklanması oluşturmaktadır. Bu kaçakçılığın yarattığı olumsuzluklara, çevre ve insan sağl ı ğına verdiği zarariara ise yazımızda yer verilmeyecektir.
Bilindiği gibi ülkemizde kamuoyu artık son zamanlarda sürekli af yasaları ile gündemini belirlemektedir. Af yasları çıkarmak artık bir moda halini almış ve her hükümetin farklı adlarla da olsa başvurduğu bir yöntem olmaya başlamıştır. Her ne kadar yasaları çıkarmak TBMM'nin yetkileri dahilinde olsa da yasalar belirli ölçüde TBMM'inele çoğunluğu elinde bulunduran hükümetlerin iradelerini yansıtmaktadır. Dolayısıyla çıkarılan af yasaları da hükümetlerin dayandığı siyasi partilerin siyasi kaygıları dikkate alınarak hazırlanmakta ve çıkarılmaktadır. Ancak, bu af yasaları görünürde gerçekleştirmek istediği en önemlisi belki de tek amacı olan toplumsal huzur ve barışı , sükuneti, rejime bağlılığı ne ölçüde sağlamaktadır? Bu af yasları gerçekleştirmek istedikleri ulvi amaçlara ne ölçüde hizmet etmektedir? Bazı af yasalarına neden özenle son yıllarda "af"' kelimeleri eklenme~:ten kaçınılmaktadır? Siyas ı karar alıcılar neden gerçek niyetlerini af yasalarının görünür amaçlarının ardına saklama ihtiyacı duymaktadırlar.? Af yasaları çıerçek bir kamusal ihtiyaçtan mı dayanaklanmaktadır? Siyası iktidarlar neden af yasları çıkarma ihtiyacı duyarlar? Ancak yazımızın konusu bu ve benzeri sorulara cevap aramak değildir. Yazımızın konusu, 25/02/2003 tarihinde TBMM'inde kabul edilen ve 27.02.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren adına "Vergi Barışı" denilen 4811 Sayılı Kanun'un, bir af kanunu olduğunu ortaya koymaktır.