VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi

Gökhan KORHAN





  • Vergi Usul Kanunun 323. maddesi ile işletmelere, alacaklarının çeşitli nedenlerle tahsilinin şüpheli hale geldiği durumlarda belirli şartlarla karşılık ayırma imkanı tanınarak, işletme için zarar niteliğinde olan alacaklardaki kayıpların bu şekilde telafi edilmesi imkanı sağlanmıştır. Anılan kanun maddesinde amaçlanan, alacağın tahsili için var olan başka yolların tüketilmesi ve gereksiz yere karşılık ayrılmasının önlenmesidir. Şüpheli alacak karşılığı ayrılması ihtiyari bir uygulama olup işletmeler, şüpheli hale gelen alacakları için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayırabilirler.

  • Vergi sistemimizde dolaysız vergiler mükelleflerin bildirdikleri beyan esasına dayanmakta olup bunun istisnasını tevkifat uygulaması oluşturmaktadır. Tevkifat yönteminde gelir ve kazanç unsurları geliri elde edenin uhdesine geçmeden kaynaktan kesilmekte ve yasa ile sorumlu tutulan kişi ve kurumlar tarafından vergi dairesine yatırılmaktadır. Bu durum vergi idaresi açısından verginin ortaya çıkması ile tahsil edilmesi arasındaki zamanı kısaltırken mükellefler açısından verginin ödenmesi aşamasındaki psikolojik etkiyi en aza indirmektedir. Tevkifat yöntemine özellikle ücretlerde ve menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde başvurulmaktadır. Makalemizde Gelir Vergisi Kanunu çerçevesinde tevkifat uygulamasının işleyişini, hangi gelir unsurlarını kapsadığını, buna ilişkin yasal düzenlemeleri örneklerle açıklayacağız.

  • Arazi ta ş ıtları ve 4x4(Jeep) araçlar mali mevzuatımız açısından binek otomobil kapsamında değerlendirilmekte ve bu araçlara ait giderler gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde kazançtan mahsup edilmektedir. Ancak katma değer vergisi a ç ısından durum farklılık arz etmekte özellikle Avrupa Birli ğ i mevzuatında yapıl a n d eğ işiklik ile ortaya bir takım tereddütlerin çıktı ğ ı görülmektedir. Makalemizde bu tereddütl erin ç ıkış noktası ile Mali ye Baka nlı ğ ı ' nın bu konudaki gö rü ş l e ri değe rlendirilecektir.

  • Son yıllarda ticari amaçlı deniz ve havayo lu taşımacılığı yapan firmaların sayısındaki artışla birlikte deniz ve havayo lu a ra çlarına olan talepte buna paralel olarak artmaktadır. Ancak deniz ve havayolu araçlar ı nın , finansman maliyetlerinin yüksek li ğ i neden iyle firmaların bu araçları satın almak yerine, fi nansal kiralama yoluyla iktisap ettikleri görülmektedir. B i lindiği gibi katma değer vergisi kanununun 13. maddesinina bendinde hava, deniz ve demiryolu araçlarının işletilmek üzere kiralanması ve teslimi vergiden istisna edilmiştir. istisna maddesine konu araçların finansal kiralama yoluyla iktisap edilmesi halinde katma değer vergisi istisnasının uygulanıp uygulamayaca ğ ı konusu teredütlere yol açmaktadır.

  • Devlet tarafından, sağlanan teşvikler içerisinde vergi teşvikleri hiç kuşkusuz önemli bir yere sahip olmakla birlikte, vergi mükellefleri açısından da doğrudan gelir artırıcı bir etkiye sahiptir. Bu bağlamda vergisel bir teşvik niteliğinde olan Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 13/a maddesinde; deniz, hava ve demiryolu araçla r ının teslimi aşamasında katma değer vergisi istisnası sağlanarak, katma değer vergisi mükelleflerinin bu araçlara ilişkin girdi maliyetleri düşürülmüş ve uluslar arası rekabet güçleri artırılmıştır . Nitekim kanunun gerekçesinde de benzer bir amaç ortaya konularak Katma Değer Vergisi Kanununun 13/a maddesinde yer alan araçlara ilişkin istisna ile ülkenin deniz ve hava ticaret filosu ile demiryolu ulaşım sisteminin geliştirilmesi teşv i k edilerek uluslar arası arenada rekabet gücünün artırılmasının hedeflendiği belirtilmiştir. Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinin a bendinde sayılan " (4108 sayılı Kanun'un 33'üncü maddesiyle değişen bent Yürürlük; 2.6.1995) Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitl i şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araç l arının , yüzer tesis ve araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşaası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler, " Katma değer vergisinden istisna edilmiştir . Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 13/a maddesinde yer alan istisnayı iki bölümde değerlendirmek mümkündür. Birincisi, araçların teslimi ile tadil, bakım ve onarım hizmetleri; ikincisi ise bu araçların imal ve inşası ile ilgili teslim ve hizmetlerdir.