Son yıllarda ülkeler arasındaki sınırların kalkmış olması, uluslararası ticaretin ulaştığı boyut tüm dünya ülkeleri arasında ortak bir muhasebe dili oluşturma ihtiyacını doğurmuştur. Bu amaçla ülkemizde de Uluslararası Finansal Raporlama Standartları?na (UFRS) paralel olarak Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından gelir vergileriyle ilgili standartları da içeren Türkiye Muhasebe Standartlarını (TMS) yayınlamıştır. Ülkemizde uluslararası muhasebe standartlarını temel alan, muhasebe ve raporlama düzenini zorunlu kılan Türk Ticaret Kanunu?na (TTK) rağmen ülkemiz muhasebe geleneğinde halen ?vergi için muhasebe? anlayışı ve uygulaması varlığını sürdürmektedir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım sözleşmeleri, bir varlığın tasarım, teknoloji ve fonksiyon ya da son kullanım amaçları birbiriyle ilişkili veya bir- biriyle bağımlı olan bir grup varlığın inşası için özel olarak yapılmış sözleşmelerdir (Akdağ vd., 2014). Bu sözleşmelere bağlı olarak bitimi bir takvim yılını aşacak inşaat ve onarım işleri için, kazancın yıllık esasta tespitinin güçlüğü nedeniyle GVK?da özel bir vergi rejimi yer almaktadır. Bu işlerde kâr ve zarar işin bittiği yıl tespit edilerek o yıla ait beyannamede gösterilir (GVK Madde 42). Bu işlerin muhasebeleştirilmesi de bu özel vergi rejiminden dolayı farklılık arz etmektedir.
Risk, yatırım alanında olduğu gibi pek çok alanda ve günlük hayatımızda karşımıza çıkan bir kavram olmasına rağmen, onu tanıma ve tanımlamakta, ölçme ve değerlendirmede zorluk çekeriz. Risk konusu ürkütücü bir genişliğe sahiptir. Risk psikolojinin, matematiğin, istatistiğin ve tarihin en derin yönlerine nüfuz etmektedir. Risk esasında hayatın mütemmim cüzü, ayrılmaz bir parçası olduğu için çok eski dönemlerden beri insan ve hayat gündeminde varolmuştur. Risk ve riskin yönetimi bugün iktisat ve ekonomide çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Bundan dolayı riskin bu rolü üstleninceye kadar geçirdiği tarihi süreç de bugün ulunduğu konum kadar önem taşımaktadır. Peter l. Bernstein, ?Tanrılara Karşı Riskin Olağanüstü Tarihi? adlı eserinde bu tarihi, çeşitli boyutlarıyla, risk yönetimine katkı sağlayan herkesin katkısına hikâyesel bir tarzda değinerek anlatmıştır. Bu çalışma öznel ifadeler ve yorumlar taşımakla birlikte, çalışmanın ana çatısını ağırlıklı olarak Peter L. Bernstein?in ?Tanrılara Karşı Riskin Olağanüstü Tarihi? adlı eseri oluşturmaktadır.
Mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerine vermiş oldukları beyannamede kazandıklarını iddia ettikleri, dolayısıyla da matrah olarak beyan ettikleri tutarın doğruluğunun tespitini ifade eden vergi incelemesi, kamunun vatandaşına hizmet götürebilmek için ihtiyaç duyduğu nakdi sağlamaya dönük emek yoğun bir kamu hizmetidir. Burada hizmeti sunan Vergi Müfettişinin hizmet sunduğu kesimle, mükellefle, iç içe, yüz yüze olmasından dolayı işgücü ve özellikle de iş tatmini büyük önem taşımaktadır. Çünkü kamu hizmeti sunan kurumlarda çalışanların iş tatmini, müşterinin memnuniyeti, hizmetin kalitesi ve dolayısıyla da kurumun başarısına doğrudan etki etmektedir. Örgütsel bağlılık, örgütün üyesi olarak kalma arzusu, örgüt içi yüksek bir performans gösterme istekliliği, örgütün hedef ve değerlerine duyulan inançtır. Bu çerçevede araştırmanın amacı, kamu hizmeti sunan Vergi Müfettişlerinin iş tatmininin ?Minesota İş Tatmini Ölçeği? ile ve örgütsel bağlılıklarının ?Allen-Me- yer Örgütsel Bağlılık Ölçeği? ile ölçümüdür. Bu ölçümün yanında yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim demografik değişkenlerinin iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma sonucunda, iş tatmininin yaş, eğitim, değişkenleri bakımından farklılaşma gösterdiği saptanmıştır.