VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmen Yardımcısı

Abdullah TOLU





  • Kur Farklarında KDV

    30.11.2016 10:11

    Uygulamada kur farkları, - Bedeli döviz cinsinden belirlenen mal ve hizmetlerin taksitli satılması, - Yıl sonunda işletmede bulunan dövizlerin değerlernesi vb. nedenlerle ortaya çıkabilmektedir. 3065 Sayılı KDV Kanununun 24/C maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil olduğu belirtilmesine karşılık, madde hükmünde "kur farkı" ibaresinin açıkça yeralmaması, kur farklarının KDV'ye tabi olup olmayacağı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, kur farklarının KDV karşısındaki durumu incelenecek, konuya ilişkin kişisel görüşlerimiz açıklanacaktır.

  • Yıllara sari inşaat işlerinde KDV indirimi yönünden, - Genel zamanaşımı süresinin mi (KDV indiriminin yapıldığı yılı izleyen yıldan itibaren 5 yıl). - Yoksa, Gelir Vergisi Kanununun 42. maddesinde belirlenen özel vergilendirme rejimi gereğince yıllara sari inşaat işlerinde geçerli olan zamanaşımı süresinin mi esas alınacağı konusunda tereddütlere neden olmaktadır . Bu çalışmada, yıllara sari inşaat işlerinde KDV indirimi yönünden zamanaşımının tespiti konusu incelenecektir.

  • Günümüzün en gelişmiş dolaylı vergisi olan KDV diğer gelişmiş ülkelerin aksine ülkemizde ancak 1.1.1985 tarihinden itibaren yürürlüğe girebilmiştir. KDV, bir mal veya hizmetin üretim ve/veya ithalinden nihai tüketicisine intikaline kadar ki her aşamada yaratılan katma değeri vergilendirmektedir. Diğer bir ifade ile KDV, ekonomide yaratılan her türlü mal ve hizmet hareketini ilke olarak kavramaktadır. Ülke ekonomisinde ekonomik ve mali konjonktüre göre alınacak önlemler, mal ve hizmetlerin üretimi veya ithalinden tüketimine kadarki her safhada uygulanan KDV'yi doğrudan etkilemektedir. Yaklaşık 13 yıllık bir uygulama geçmişine sahip olan KDV Kanunumuzda bugüne kadar ekonomideki değişikliklere bağlı olarak pek çok değişiklik yapılmıştır. Şu anda TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan Vergi Reform Tasarısı ile de KDV Kanununun bazı hükümlerinin değiştirilmesi ve kanuna bazı yeni hükümler eklenmesi öngörülmektedir. Aşağıda, şu an TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan Vergi Reform Tasarısı'nın KDV Kanunu ile ilgili hükümleri incelenecek, bu düzenlemelere ilişkin şahsi görüşlerimiz açıklanmaya çalışılacaktır.

  • İhracat Yönetmeliğinde yapılan tanıma göre ihracat; bir malın veya değerin yürürlükteki ihracat mevzuatı ile kambiyo mevzuatına uygun şekilde fiili ihracatının yapılması ve kambiyo mevzuatına göre bedelinin (bedelsiz ihracat hariç) yurda getirilmesi veyahut Dış Ticaret Müsteşarlığınca ihracat olarak kabul edilen sair çıkışlardır. Gelişmekte olan ülkemizin döviz girdisi sağladığı kaynakların başında ihracat gelmektedir. Ülkemiz gelişmesinde taşıdığı önem nedeniyle ihracat, yürürlükte bulunan mevzuatlarda yapılan birtakım _düzenlemelerle teşvik edilmektedir. Bu teşviklerden biriside, ihracatta KDV istisnası ve iade uygulamasıdır. KDV ihracat istisnası, KDV Kanunun 11 ve 12. maddelerinde düzenlenmiş, ilke ve şartları AT direktifleri esas alınarak belirlenmiştir. Örneğin AT direktiflerinde KDV yönünden vergilendirme hakkının, mal ve hizmetin nihai olarak tüketildiği veya faydalanıldığı ülkeye verildiği hususu dikkate alınarak, (literatürde buna destinasyon ilkesi (varış ülkesinde vergilendirme) de denilmektedir.) 3065 sayılı KDV Kanununda da benzer düzenlemeler yapılmış ve hertürlü mal ve hizmet ihracatı KDV'den istisna edilirken, her türlü mal ve hizmet ithalatı KDV'ye tabi tutulmuştur. Bu çalışmada mal ihracatında KDV istisnasının usul ve esaslarıyla özellik gösteren durumlar incelenmeye çalışılacaktır.

  • Finansal kiralama faaliyetleri başta vergi, gümrük, ticaret vb. mevzuatlarla ilgili bulunmaktadır. Bu nedenle, ilgili kanun ve mevzuatların finansal kirc:ılama sistemine getirecekleri karışıklıklan gidermek ve finasal kiralamanın gelişmesini sağlamak amaayla 10.6.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kabul edilmiş ve finansal kiralama sistemi hukuki bir zemine oturtulmuştur. Son yıllarda ülkemiz ekonomisine giren ve satın almaya paralel olarak gelişen finansal kiralama sistemi ile, orta vadeli yatırımların finansmanı amaçlanmış, yatırırnalann daha az kaynak ayırarak yatırım yapmalan teşvik edilmiştir. Bu çalışmada finansal kiralama sistemi ve çeşitleri ele alındıktan sonra, katma deger vergisi karşısındaki durumu incelenmeye çalışılacaktır.