Avrupa Birliği aday ve aday olma yolundaki ülkelere olduğu gibi, Türkiye'ye yönelik olarak da mali yardımlar vermektedir. Bu yardım mekanizması, 11.07.2008 tarihinde "Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA - Instrument for pre-Accession Assistance)" adı altında yeniden düzenlenmiş ve tek çatı altında toplanmıştır. Bu anlaşma çerçevesinde verilen mali yardım kapsamında yapılan harcamalara ilişkin birtakım vergiler istisna bırakılmıştır. Çalışmamızın konusunu IPA Çerçeve Anlaşmasının 26. maddesi uyarınca istisna olan vergilerden Katma Değer Vergisi ve 84 No'lu KDV Genel Tebliği (KDV Uygulama Genel Tebliği) uyarınca iadesinin usul ve esasları oluşturmaktadır.
3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun, Katma Değer Vergisi'nin yürürlüğe girmesini müteakiben aynı takvim yılında 15.12.1984 gün ve 18606 sayılı resmi gazetede yayımlanmıştır. Gelir İdaresi'nin vergi kayıp ve kaçağını azaltma konusunda önemli adımlarından biri olan ilgili kanunun ilk maddesinde mükellefler yazılmış, izleyen yıllarda çeşitli tebliğ ve iç genelgeler aracılığı ile bu yükümlülük kapsamına alınan mükellefler belirli faaliyet grupları itibariyle kapsam dışında bırakılmıştır. Çalışmamızda değinilecek olan akaryakıt sektöründe akaryakıt pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bağlatma zorunluluğu ise 58 seri nolu ÖKC Tebliği ile 30.11.2003 tarihinden itibaren başlatılmıştır. Çalışmamızda bu uygulamanın işleyişine, buna ilişkin ikmalen getirilen yasal düzenlemelere ve esas olarak taşıt tanıma sistemine yer verilecektir.
Katma Değer Vergisi Kanunu, mal ve hizmetlerin üretiminin ilk aşamasından, hizmetin ifası ve malın nihai tüketiciye teslimi olan son aşamaya kadar her bir süreçte yaratılan katma değeri vergilemeyi amaçlamaktadır. Yayılı bir muamele vergisi olmasına karşın, mükellefler, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları vergiden, kendilerinin mal ve hizmet alışları dolayısıyla ödedikleri vergiyi indirebilmektedir. Mal ve hizmet alımı dolayısıyla ödenen KDV, hesaplanan vergiden fazla olduğu durumda ise aradaki fark sonraki döneme devrolacaktır. Bu indirim mekanizması mükellefin faaliyeti devam ettiği sürece sorunsuz işleyecektir. Ancak tasfiyeye giren bir şirketin veya işini terk edecek mükellefin, son dönem beyannamesinde yüklendiği bir KDV olması halinde, mükellefin KDV Kanunu karşısındaki durumu önem arz edecektir; zira faaliyetini devam ettirecek bir sonraki dönemi söz konusu olmayacaktır. Çalışmamızda, işini terk edecek mükellefin sonraki döneme devreden KDV'nin akıbeti ele alınacak, bünyesinde indirim mekanizmasını da barındıran bir verginin, bu halde kesintisiz işleyişinin devam edip etmeyeceği sorusu üzerinde durulacaktır.