Kurumlar vergisi mükellefleri, vergiye tabi kazançlarını hesap döneminin kapandığı ayı takip eden dördüncü ayın yirmi beşinci günü akşamına kadar bağlı oldukları vergi dairesine elektronik ortamda vermek ve beyanname verilen ayın sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir. Mükellef kurumların normal hesap dönemi dışında özel hesap dönemi, tasfiye, birleşme, devir, bölünme durumlarında beyanname verme ve ödeme zamanları farklılık arz edeceğinden söz konusu özellikli konular makalemizde irdelenecektir.
Kurumlar Vergisi Kanunu ile kurumlar vergisi, kanunun l.maddesinde sayılan sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklarının bir hesap dönemi içinde elde ettikleri 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun konusuna giren yedi gelir unsurlarından oluşan kurum kazançları üzerinden hesaplanır.* 1 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 3.maddesinde mükellefler ikili bir ayrıma tabi tutulmuş olup, tam ve dar mükellefiyetin tanımlaması ve kriterleri belirlenmiştir. Buna göre, kanunun 1.maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerek Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği belirtilmiştir. Aynı madde de kanuni merkezin, vergiye tabi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezin, iş merkezinin ise iş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezin olduğu görülmektedir. Bu çalışmada tam ve dar mükelleflerin vermesi gereken beyannamelerin türleri, verilme ve ödeme süreleri ve elektronik ortamda verilmesi gereken beyannamelerin konuları açıklanmaya çalışılacaktır.
Hizmet bedelinin döviz cinsinden belirlendiği durumlarda döviz cinsinden yapılan avans ödemelerinin hak ediş bedellerine mahsubunda yahut hak ediş faturalarında tahakkuk ettirilen hizmet bedellerinin ödemesinin gecikmesi durumlarında ortaya çıkacak kur farklarından stopaj yapılıp yapılmayacağı ve bu hak ediş bedellerinin değerlendirilmesi sonucu elde edilen faiz gelirleri ile kur farkının vergilendirileceği dönemin belirlenmesi hususu çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3.maddesinde mükellefler ikili bir ayrıma tabi tutulmuş olup, tam ve dar mükellefiyetin tanımlaması ve kriterleri belirlenmiştir. Buna göre, Kanunun 1. maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerek Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği belirtilmiştir. Aynı maddede kanuni merkezin, vergiye tabi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezin, iş merkezinin ise iş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezin olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, tam ve dar mükelleflerin vermesi gereken beyannamelerin türleri, verilme ve ödeme süreleri ve elektronik ortamda verilmesi gereken beyannamelerin konuları açıklanmaya çalışılacaktır.