Türk vergi sisteminde mükelleflerin vergi beyanlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının ortaya çıkartılmasında en etkili kontrol yöntemi vergi incelemesi yoluyla yapılandır. Vergi mükellefleri tarafından beyan edilmiş olan matrah ve vergi tutarlarının gerçek ve doğruluğunun tespitine yarayan vergi inceleme müessesesi vergi mükelleflerine bazı hak ve yükümlükler sağladığı gibi bazı kısıtlamaları da beraberinde getirmektedir. Vergi incelemesinin mükellefe getirdiği kısıtlayıcı hususlardan birisi de vergi incelenmesine başlandıktan sonra mükelleflerin düzeltme yoluyla beyanname verip veremeyeceği hususudur. Bu çalışmamızda vergi incelemesine başlandıktan sonra mükelleflerin pişmanlık talepli veya pişmanlık talepli olmaksızın düzeltme beyannamesi yoluyla vergi beyanlarını düzeltip düzeltemeye- ceği konusu işlenmeye çalışılacaktır.
Vakıflar belli bir mal tahsisi suretiyle resmi senetlerinde belirtilen amaçlarını ge rç ekleştirmek üzere kurulan hayır kuruluşlarıdır . Bu vakıfların eğitim ve sağlık hizmetleri vermek üzere gerekli tesisleri kurarak (okul, hastane, sağlık ocağı gibi) faaliyette bulunması ve bu hizmetlerini bir bedel karşılığı olmaksızın yerine getirmesi halinde, bu faaliyetler vakfa bağlı iktisadi işletme olarak nitelendirilmeyecektir. Belli bir amaç için tahsis edilmiş mal varlığı olarak tanımlanabilecek olan vakıflara ilişkin hükümler, esas itibariyle 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin 903 sayılı Kanunun 4. maddesine göre, Bakanlar Kurulu 'nca, gelirlerinin en az % 80'ini itibariyle bütçeli idareler bütçelerinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini istihdaf etmek üzere tahsisan kurulacağı kabul edilen vakıflara , tahsis edilen miktar için vergi muafiyeti tanınabilmekteyken 4962 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanunun 20. maddesiyle, "Gelirlerinin en az üçte ikisini nevi itibariyle geneL katma ve özel bütçeli idarelerin bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Maliye Bakanlığı ' nın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınabilir. Bunların vergi muafiyetinden yararlanması ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar. usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Olağan denetimler sırasında veya yaptınlacak özel denetimler sonucunda vergi muafiyeti tanınmasına ilişkin şartları kaybettikleri tespit edilen vakıfların vergi muafiyetleri, birinci fıkrada öngörülen yöntemle kaldırılabilir. "hükmü getirilerek vakıflara tanınacak muafiyetiere ilişkin yeni bir düzenleme yapılmıştır . Diğer taraftan, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinin 15. bendinde, kurulduktan sonra Bakanlar Kurulu 'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşların vergiden muaf olduğu , vakıflara tanınan muafiyetin bunların iktisadi işletmelerini kapsamadığı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, aynı maddenin son fıkrası ile, bun l arın vergi muafiyetinden yararlanma ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlarla, usul ve esasların Maliye Bakanlığı'nca belirlenmesi öngörülmüştür. Bu hükümler çerçevesinde, vakıflma vergi muafiyeti tanınmasının şartları , vergi muafiyeti tanınan vakıfların yerine getireceği yükümlülükler, vergi muafiyetinin kaldırılması ve vergiden muaf vakıflarla ilgili uygulamada karşılaşılan sorunlar yazımızın konusunu oluşturmaktadır.