VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

* Dr.Öğr.Üyesi, Trakya Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü

Fatih ÇAVDAR*





  • Vergilendirme sürecinde, idarenin farklı kaynaklardan birtakım bilgilere ulaşması olağan bir durumdur. Burada önemli olan elde edilen bilgilerin gizliliğinin sağlanması ve gerekli hallerde hukuka uygun olarak kullanılabilmesidir. İşte bu noktada, elde edilen bilgilerin korunmasına yönelik alınan tedbirler, mükelleflere tanınan önemli haklardan birisi olan vergi mahremiyeti ile sağlanmaktadır. Vergilendirme sürecinde elde edilen bilgilerin ifşası veya bu bilgilerden yarar sağlanması vergi mahremiyetinin ihlali olarak değerlendirilmektedir. Bu bilgilerin açıklanmasının ya da yarar sağlamak amacıyla kullanılmasının vergi suçu kapsamında değerlendirilerek, hürriyeti bağlayıcı bir suç olarak hapis cezası ile cezalandırılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Buna karşılık, vergilendirme sürecinde, gerekli hallerde elde edilen bu bilgilerin ilgililerle paylaşılması gerekebilmektedir. Bu anlamda, elde edilen bilgilerin ilgililerle gerekli durumlarda paylaşılması vergi mahremiyetinin ihlali sayılmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, kanunlarla belirlenen durumlarda, mükellefler veya mükelleflerle ilgili kişiler hakkında elde edilen bilgilerin paylaşılması vergi mahremiyetinin istisnalarını oluşturmaktadır. Çalışmada, vergi mevzuatımızda yer alan vergi mahremiyeti ve istisnaları tüm yönleriyle değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu anlamda, düzenlemelerde çok fazla istisna hükmüne yer verildiği ve vergi mahremiyeti kapsamında elde edilen bilgilerin, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu gibi birimlerle paylaşılmasının Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğine aykırılık teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Vergi Mahremiyeti, Özel Hayatın Gizliliği, Mükellef JEL Sınıflandırma Kodları: H20, H29, K34