Bu çalışmada, bireysel emeklilik sisteminden ayrılan katılımcılara ödenen bedellerin tamamı üzerinden vergi tevkifatı yapılmasının doğru bir uygulama olup olmadığı kanun maddelerine, mahkeme kararlarına ve gelir vergisi kanunun sistematiğine dayanılarak açıklanmaya çalışılmıştır.
Tekerrür, Vergi Usul Kanunu'nun 339'uncu maddesinde, ceza hükümleri kısmında düzenlenmiştir. "Kelime olarak tekrarlanma, yenilenme, bir daha olma anlamına gelen tekerrür; bir kimsenin işlediği suçtan dolayı ceza almasından sonra, belirli bir süre içinde tekrar suç işlemesi halidir"1. Vergi hukukunda tekerrür ise; vergi suçuna sebebiyet veren fiillerinden dolayı haklarında vergi ziyaı veya usulsüzlük cezası kesilenlerin, belirli bir süre sonra tekrar aynı suçtan ceza almaları halinde, ikinci cezanın arttırılarak uygulandığı vergi kaçırmayı önleyici bir mekanizmadır. Tekerrürün amacı; hakkında ceza kesilen mükellefi ıslah etmek ve yeniden vergi suçu işlemesini önlemektir. Ancak 1999 yılında Vergi Usul Kanunu'nun "Tekerrür" başlıklı 339'uncu maddesinde 4369 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucu, bu amaçtan uzaklaşılmıştır. Ülkemizde, gerek geçmişe dönük vergi incelemelerinin * zamanaşımlı işlere öncelik verilmesinden dolayı çok geç yapılıyor olması ve gerekse kanun maddesinin tekerrürün amacı dışında düzenlemeler içermesi, uygulamada birçok sorun ve tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Bu çalışmanın birinci bölümünde ceza hukukundaki tekerrür uygulaması ve vergi hukukundan ayrıldığı yönler ele alınmış, ikinci bölümünde vergi hukukunda tekerrür ve uygulamada ortaya çıkan sorunlar örneklerle açıklanmaya çalışılmış ve sonuç bölümünde ise çözüm önerilerimize yer verilmiştir.