VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmeni

Adnan UYAR





  • Bilindiği üzere mal ve hizmet ihracatında dış ülkelere açılmak gerekmektedir . Bunun içinde mal ve hizmet üreten işletmelerimizin dış ülkeleri tanıması söz konusu ülkelerde ofis - mağaza açmaları gerekmektedir . Başka türlü ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere pazarlama olanağı bulunmamaktadır. Bu bir gerçektir ve işletmelerimiz ve Devletimiz bunun bilincindedir. Sadece iç piyasa ile yetinmek işletmelerin gelişme sürecini yavaşlatmaktadır. Bu bağlamada dış ülke pazarlarına yönelmek bir zorunluluk olmaktadır . Dış ülkelerden alıcı bulmak, söz konusu ülkelerde satış mağazaları açmak gibi zorunlulukların aşılması gerekmektedir. Yurt dışı pazarlarda rekabetin iç pazarlara oranla daha zor olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle işletmelerimizin mal ve hizmet kalitesinin ve fiyatının gelişmiş ülke ürünlerine göre daha iyi şartlarda olması gerekmektedir ki mal ve hizmet üreten işletmelerimiz söz konusu ülkelerde tutunma olanağı bulabilsinler . Bunun içinde Dış Ticaret Müsteşarlığımız KOBi ve KOBi !erin oluşturduğu Sektör el Dış Ticaret Şirketierimize ( SDŞ ) yurtdışı Pazar araştırma desteği ile yurt. dışında satış mağazaları açıldığında belirli şartlar yerine getirildiğinde parasal boyutta destek vermektedir . Yazınıızda söz konusu şartların neler olduğuna değinilecek, yurt dışında ki satış mağazalarının ne şekilde desteklendiği hususları açıklanmaya çalışılacaktır

  • Dünyada görülen globalleşme süreci memnun edici seviyede gelişmekte ve gelişmeye de devam etmektedir. Bu sürecin müteşebbislerin ülke sınırlarından · çıkarak yabancı memleketlerde yatırım yapma dürtüsü ile devam ettiği de görülmektedir. işin ilginç tarafı bu girişimin yabancı memleketler tarafından kabul görmesi ve yabancı müteşebbislere ülkelerinde yatırım yönünden her türlü teşvikin verilmesidir. Bunun doğal sonucu olarak her konuda dünyada üretim miktarının arttığı da görülmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak dünya insanlarının yaşam standartlarının arttığı da ayrıca düşünülmesi gereken bir konu olarak karşımızda durmaktadır. Yabancı memleketlerde yatırım yapan Türk müteşebbisler ayrıca o memleketin vergi kanunlarına göre dar mükellefiyat kapsamında mükellefiyat ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bir başka anlatımla yatırım yapan Türk müteşebbisler yatırım yaptıkları memleketlerde elde ettikleri kazançlar üzerinden o memleketin vergi kanunlarına göre gelir vergisi ödemektedirler. Ayrıca. Türk müteşebbislerimiz yabancı memleketlerde elde ettikleri kazançlar üzerinden Türkiye'de de tam mükellefiyat kapsamında vergi ödemek mecburiyeti ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Yazımızın konusunu Türk müteşebbislerin yabancı memleketlerde yaptık ları yatırımlar nedeni ile elde ettikleri kazançlar üzerinden o memleketlerde ödedikleri benzeri vergilerin, Türkiye'de tam mükellefiyet kapsamında adiarına tarh edilen Gelir Vergisinden ne şekilde indirileceği hususunun anlatılması oluşturmaktadır.

  • İkinci Dünya savaşından sonra iki kutupla dünya oluşmuş ve soğuk savaş dönemi başlamıştır. Soğuk savaşı sona erdiren ise Dünya milletlerinin daha iyi bir yaşantı sürdürme güdüsü oluşturmuştur. Soğuk savaş dönemini yaşayan Avrupa ülkeleri bir araya gelerek Avrupa Ekonomik Topluluğunu kurmuştur. Bunda en önemli unsur savaşın sorun çözmede etkili olmadığının görülmüş olmasıdır. Yazımızda öncelikle Avrupa ülkelerinin nasıl bir Avrupa görmek istediklerine değinilecek daha sonra topluluğun kurumları kısaca tanıtılacak ve Avrupa'nın ülkemizi de topluluğa dahil etme arzusu yönünde yaptığı girişimlere yer verilecektir.

  • Bilindiği üzere son yıllarda sanayi mamullerimiz ihracatında önemli artışlar görülmektedir. ihracatçılarımız ihraç ettikleri sanayi mamullerinden yurt dışındaki alıcılardan katma değer vergisi tahsil edememekte ancak ihraç ettikleri sanayi mamullerinin üretiminde katma değer vergısı yüklenmektedirler. Sanayicilerimiz yüklendikleri katma değer vergilerini mahsuben veya hem mahsuben hemde nakden veya sadece nakden vergi idaremizden iade istemektedirler. Gelişen sanayi mamullerimiz ihracatına paralel olarak vergi idaremizde yapılacak katma değer vergisi iadelerinde yeni düzenlemelere yer vermektedir. Bu gelişmelere paralel olarak Vergi idaremizce yayımlanan 84 numaralı katma değer vergisi genel tebliği baz tebliğ haline gelmiş olup söz konusu tebliğde yapı l an açıklamalar ışığında sanayicilerimizin ihracattan doğan katma değer vergisi iade taleplerinde uymaları gereken prosedür ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Bu tebliğde yer alan hususlar doğrultusunda yazımız konusuna paralel olarak aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir. Açıklamalarımız bilgi niteliğinde olup yorum yapılmamıştır.

  • Bilindiği üzere son yıllarda ülkemizde teknoloji yoğun yatırımlar görülmekte ve bunların tamamına yakınının T.C. Hazine Müsteşarlığından alınan yatırım teşvik belgesine dayandığı görülmektedir. Yatırımların ne şekilde teşvik ediidiğine baktığımızda 93 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda altı adet ek maddenin yer aldığı görülmektedir, Yatırımın teşvik belgesinde ön görülen şekilde tamamlanamaması halinde, vergi idaresinin başlangıçta tanıdığı kurumlar vergisi ve katma değer vergisi teşviğini ceza tarhiyatlı olarak geri aldığı görülmektedir. Bu nedenle yatırımcıların sahip oldukları teşvik belgesinde yer alan genel ve özel şartları tamamı ile yerine getirmeleri gerekmektedir. Çünkü T.C. Hazine Müsteşarlığından alınan yatırım teşvik belgeleri gerek T.C. Hazine Müsteşarlığı gerekse T.C. Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından koordineli bir şekil d e takip edilmektedir. Ancak 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun Ek: 5 maddesine baktığımızda belirli şartlar dahilinde yatırımcıların ön gördükleri yatırımları gerçekleşt iremeyeceklerini anladıklarında , yatırımın indirimine mevzu aktif değerleri satma veya devir etme hakkını vermektedir. Satın veya devir alanlara ise yine belirli şartlar dahilinde vergi teşviği sağlamakta ve satın veya devir alma hakkı vermektedir. Yazımızın konusunu zikredilen şartlar oluşturmaktadır.

  • Türkiye'de ihracat; ihracat Rejimi Kararı ve Yönetmelikleri ile Türk Parası Kıymetini Koruma hakkındaki kararlar ve bu kararlara ilişkin tebliğler ve talimatlar ile bankacılık teamüllerine göre yürütülür. ihracat bedelleri; peşin ödeme, alıcı firma prefinansmanı, akreditifli ödeme, vesaik mukabili ödeme, mal mukabili ödeme ve kabul kredili ödeme şekillerinden birine göre yurda getirilerek bir bankaya veya özel finans kurumuna satılır. ihracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esas olup, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesi mümkündür. ihracatta ödeme şekillerine ilişkin usul ve esaslar Merkez Bankası'nca belirlenir. ihraç edilen malların bedelinin süresinde yurda (180 gün) getirilerek bankalar ve özel finans kurumlarına satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçılar sorumludur. Alacak hak,kının satın alınması suretiyle ticari riskin faktör kuruluşlarınca üstlenilmesi halinde, ihracat bedelinin üstlenilen risk oranında yurda getirilmesinden bu kuruluşlar sorumludur. ihracata aracılık eden, ihracat bedelleri hesaplarına geçen ve gümrük idarelerince kendilerine gümrük beyannameleri gönderilen bankalar ve özel finans kurumları, ihracat bedellerinin (180 gün içerisinde) yurda getirilmesini ve satışın yapılmasını izlemekle yükümlüdür.

  • Bugüne kadar yatırım indirimi konusu çeşitli yönleriyle incelenmiştir. Bu yazımızda yatırım indirimi konusu, yatırım indirimi tutarının hesaplanması yönüyle incelemeye tabi tutulacaktır. Yatırım indirimi tutarını üç ana başlık altında toplayabiliriz. 1. Toplam Sabit Yatırım Tutarı 2. Yıllık işletme Giderleri (Maliyet) 3. Tam Kapasitede işletme Sermayesi. Sözkonusu bu üç unsur tutarlarını ; Toplam sabit yatırım tutarı, Yıllık işletme giderleri ve işletme sermayesi tutarları gözönüne alınarak topladığımızda yatırım indirimi tutarına ulaşılacaktır.

  • Avrupa Topluluğu'nu (Ortak pazar) kuran antlaşm a , Roma'da 25 Mart 1957'de imzalanıp 1 ocak 1958'de yürürlüğe girmiştir. Topluluğun "görev ve amacı, bir ortak pazar kuı:mak ve üye devletleri giderek birbirine yaklaştırarak topluluğun bütünü içinde iktisadi etkinlikleri uyumlu bir biçimde geliştirmek, sürekli ve dengeli bir büyüme sağlamak, istikrarı artırmak, yaşama düzeyini hızla yükseltmek ve birleştirdiği devletler arasında daha sıkı ilişkiler kurmaktır." Roma Antiaşması'nda şu noktalar önemlidir: 1. Topluluğun temelleri (üye devletler arasında ğümrük tarifelerinin ve kontenjanların kaldırılması ve üye olmayan ülkelere karşı ortak tarife uygulanması yoluyla mailann serbest dolaşımı; ortak bir tarım politikası izlenmesi; kişilerin serbest dolaşımı-işçilere uygulanan ve ulus esasına dayanan aynıncı işlemlerin kaldırılması ve yerleşme özgürlüğü; hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı; ortak bir ulaşım politikasııun saptanması). 2. Topluluğun iktisat politikası (işletmeler arasında malların üretim ve dağıtımının iyileştirilmesine hizmet eden, teknik ya da ekonomik ilerlemeyi güçlendiren anlaşmaların tanınması; üretimi, teknik gelişme ve yatırımları sınırlandırmayı ya da pazarları ve hammadde kaynaklarını bölüştümeyi ya da ticari ortaklar arasında eşit olmayan koşullar yaratmayı öngören anlaşmaların yasaklanması ; dampinglerin ve vergi ayrımlarının yasaklanması; iktisadi ve toplumsal yasalar arasında yakınlaşma sağlanması). Antlaşma sınırsız bir süre için yapılmış ve bir yeniden gözden geçirme yöntemi öngörülmüştür. Her Avrupa devleti, eski üyelerin oybirliği ile onaylaması koşuluyla, topluluğa üye olmayı isteyebilir. Topluluk herhangi bir üçüncü devletle, devletler birliğiyle ya da uluslararası örgütle anlaşmalar yapabilir.