VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmeni

Perihan Akan ALTUNCU





  • Devlet tarafından kişi ve kuruluşlara, ödenmeyen vergi kadar destek sağlanabilir. İşletmeler, vergi sisteminden yararlanılarak vazgeçilen gelirlerle (döviz kandırıcı hizmet faaliyetlerine, yürüten kişi ve kuruluşlara vergi indirimi sağlanması gibi) finanse edilebilmektedir. Vergi sistemimizde vergi harcama türlerinden birisi de indirim uygulamalarıdır. 6322 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanunun 89?uncu maddesine (13), Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 10?uncu maddesine eklenen (ğ) bendi ile 15/6/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6728 sayılı Kanunla GVK?ya 33?üncü madde eklenen; Türkiye?de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye?de verilen yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile; ilgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren kişilere hizmet veren işletmelerin, bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın indirim ve bu faaliyetler için istihdam ettikleri ve fiilen bu işleri ifa eden hizmet erbabına ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan vergiden indirim gibi vergi avantajları bulunmaktadır.

  • Yatırımların devlet tarafından teşviklerle desteklenmesi, gelişmekte olan ülkelerin yapısal özelliklerinden kaynaklanan finansman sorunlarını azaltmak için işletmelere sağladığı katkılarla yapılmaktadır. İşletmeler, sağlanan bu tür katkılarla yatırım yapmaya yönlendirilmektedirler. İşletmelerin, yaptıkları yatırımlar, indirimli vergi oranı uygulanarak devletçe vazgeçilen gelirle (vergi harcaması) finanse edilmeye çalışılmaktadır. Bu şekilde işletmeler, ödenmeyen vergi kadar desteklenmekte, devlet tarafından yatırımlara katkı sağlanmaktadır. Mevcut vergi sistemimizdeki önemli vergi harcamalarından birisi indirimli kurumlar vergisi uygulamasıdır. Çalışmanın amacı, işletmelerin devlet teşviklerinden sağladığı faydaların nasıl hesaplandığı ve mali tablolarda raporlamanın ve muha- sebeleştirmenin nasıl yapılacağını incelemektir. Çalışmada Türkiye Muhasebe Standartlarında yer alan açıklamalar ile yeni teşvik sistemi kapsamındaki tevsi yatırıma sağlanan vergi indirimi ve hesaplanan yatırıma katkı tutarının finansal tablolarda sunumu örnekle açıklanmıştır.

  • İşletmeler; ekonomik, sosyal ve psikolojik nedenlerle genellikle vergi vermek istemezler. Bu istek ödenmesi gereken vergiyi kendi tasarrufunda bulundurarak harcamak istemesi veya denetlenmeyeceğine inanması gibi sosyal ve psikolojik nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Vergi mevzuatının birçok alanı kapsamaktadır; teşvik ve istisna uygulamaları, her zaman kolay anlaşılamaması ve işletmelerin ekonomik planlarını olumsuz etkileyecek şekilde değişikliklere tabi tutulması verginin yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Eğer işletmeler, potansiyel finansal riskleri ortaya çıkarmak, ölçmek ve kontrol etmek, ödenecek verginin, vergi yükünün ve yükün ortadan kaldırılması süresinin en aza indirilmesini yönetmek istiyorlarsa, vergi planlaması yoluyla ödedikleri vergi miktarını azaltabilir veya verginin yönetilmesi sayesinde geleceğe yönelik planlamalarını da yapabilirler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile muhasebe ve denetim sistemindeki değişiklikler, finan- sal tabloların sunumunu önemli ölçüde etkilemektedir. Aynı zamanda bu değişiklikler mevcut vergileme sistemi ile uyumlu olmadığından uygulamada farklılık yaratmaktadır. Bu farklılıklar işletmeler için vergisel işlemlerin yönetiminin değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır.

  • Kısa vadede ihracatın artırılması amacıyla ihracatçıya ulaşan destekler, ihracat teşvik düzenlemeleri içinde ihracatçılara eğitim, istihdam, ofis-mağaza açnıa, fuarlara katılım, araştırma geliştirme, çevre koruma, patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescili, marka tanıtım, tarımsal ürünlerde ihracat iadesi gibi özellikli konularda sağlanan parasal yardımlardan 97/9 sayılı ihracata Yönelik Devlet Yardımları Kapsamında "Yurtdışında Ofis Mağaza işletme ve Marka Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi" Hakkında Tebliğ'i yürürlükten kaldırarak 2005/4 sayılı Yurtdışında Ofis-Mağaza Açma, işletme ve Marka Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ'le yeniden düzenlenen yurt dışında ofis-mağaza açma, işletme ve marka tanıtım faaliyetlerinin desteklenmesi konusunda yapılan değişikliklere bu yazımızda yer vermeye çalışacağız .

  • 1980'Ierde başlayan ihracata yönelik kalkınma modeli çerçevesinde ihracat ve ihracatçılara bugüne kadar ekonomik ve finansal olmak üzere değişik türdeavantajlar sunulmuştur. ihracata sağlanan teşvik araçları, uzun vadede kaynakların dış ticarete 'yönelik sanayi dalIarına aktarıldığını göstermektedir. Kısa vadede ise döviz girişi sağlamak suretiyle yani paranın nominal etkisi ile ihracatın artırılmas ı amaçlanmaktadır. Kısa vadede ihracat ı n artırılması amacıyla ihracatçıya ulaşan destekler; ihracat teşvik düzenlemeleri içinde ih racatçıla ra eğitim, istihdam, ofis mağaza açma, fuarlara katı lı m, araşt ı rma geliştirme, çevre koruma, patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescili, marka tanıtım, tarımsal ürünlerde ihracat iadesi gibi özellik l i konu larda sağlanan parasal yardım l ar şeklinde olmaktadır . Ayrıca Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme idaresi Başkanlığınca (KOSGEB) ihracat Çevre Maliyetleri1 ve Marka2 konusunda desteklenmekte olup, bu yazımızda yukarıda yapılan sınıflandırma çerçevesinde uygulamaya dönük 24.05 2006 tarih ve 26177 Say ı lı Resmi Gazete'de yayımlanan 2006/3 no.lu Tebliğ'le ihracata Yönelik Devlet Yardımları Kapsamı n da Çevre Maliyetlerin in Desteklenmesi ve 24.05.2006 tarih ve 26177 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/4 sayılı Tebliğ'le Tü rk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması ve Türk Malı imajının Yerleşmesine Yönel ik Faa liyetlerin Desteklenmesi konusunda yapılan değişiklikler sonucunda ihracata ve ihracatçılara sağla n an yardımiara yer vermeye çalışılacaktır.

  • 6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun'a göre kamu alacağın ı ödemek zorunda olan gerçek ve tüzel kişilerle bunların kanuni temsilci ve mirascıları , vergi mükellefleri, vergi sorumluları , kefili, yabancı kişi ve kurum temsilcileri, kamu borçlusu olarak vergi kanunlarında belirlenen ödevleri yerine getirmek zorunda olduklarından geniş bir çerçeveden ele alınmışlardır. Genel olarak kanun, kamu borçlusunu geniş tutmakla bereber dar anlamda kamu borçlu su mükellefolmaktadır . Mükellef, Vergi Usul Kanunu'nun 8 nci maddesinde vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek ve tüzel kişiler şeklinde tanımlanmış ve bu tanımın vergi sorumlularını da kapsayacağı hüküm alına alınmıştır. Görüleceği üzere kamu borçlusu mükelleftir. Ancak sorumlularda diğer kişi ve kurumlarda kamu borçlusu olarak sayılmışlardır. AATUHK kamu alacaklarının neler olduğunu belirttiği gibi, bu alacakları ödemek durumunda olan kamu borçlusuna bazı kolaylıklar sağlamıştır . Yaz ı mızda kamu borçlusuna sağlanan kolaylıklar ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

  • Gümrük Birliği , iki veya daha fazla ülkenin kendi sınırlan arasında malların serbest dolaşımını sağlamalarıdır. Başka bir deyişle gümrük vergilerini kaldırmalan ve üçüncü ülkelerle (gümrük birliği anlaşması olmayan ülkeler) aynı gümrük vergilerini uygulamalarıdır. Avrupa bütünleşmesinde öncelik ekonomik bütünleş meye verilmiştir. Bu bütünleşmede dört öğe: Malların , Hizmetlerin , Sermayenin, Kişilerin Serbest dolaşımının s ağlanması önemlidir. Ekonomik bütünleşmenin meydana gelmesinde ilk zorluk gümıük uygulamaları olduğundan Avıupa topluluğu ülkeleri ticarette gümıük işlemle rini kaldırmak üzere gümrük birliği oluşturulmasına öncelik verilmiş tir.