VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Gelirler Kontrolörü

Altar Ömer ARPACI





  • Maliye Bakanlığı ' nca vergi kimlik numarası kullanım mecburiyetine ilişkin belirlemeler 240, 247 ve 262 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri 2 , 1, 2 ve 3 sıra nolu Vergi Kimlik Numarası Genel Tebliğleri ile yapılmışt ır. Diğer taraftan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun4 47. maddesinde; "(1) Kişiler adına düzenlenecek olan her türlü form, beyanname, kimlik kartı , vergi kim lik kartı , sürücü belgesi , pasaport gibi bütün tanıtıcı belgelerde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasına yer verilir. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin her türlü işlem ve kayıtlarında esas al ın ır ... " hükmü yer almaktadır. Yukarıda belirtilen hükümler çe rçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan gerçek kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının vergi kimlik numarası olarak kullanılmasına ilişkin açıklamalar ve vergi kimlik numarası kullanım mecburiyetine ilişkin Maliye Bakanlığı'nca yapılan belirlemeler makalemizin konusunu teşkil etmektedir.

  • Bu makalemizin konusunu Gelir Vergisi Kanunu'nun 81 ile Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 37 ve 39. maddelerinde düzenlenen "devir" müessesesinde katma değer vergisi uygulaması oluşturmaktadır. Ancak bu maddelerde düzenlenmiş bulunan "devir", Türk Ticaret Kanunu'nda "birleşme" olarak geçmektedir. Zaten devir müessesesi, şirket birleşmelerinin özel bir şeklini teşki l etmektedir.

  • Kanun koyucu ticari ve zirai kazanç ile kurum kazacında elde etmeyi tahakkuk esasına bağlamış ancak, belli şartlar altında işlemin karşılığını teşkil eden bedelin tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi veya böyle bir ihtimalin ortaya çıkması durumunda daha Önce hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilen fakat nihai anlamda gelir olarak doğmayan bu tutarın , doğrudan ya da karşılık ayırarak zarara intikal ettirilmesi suretiyle de vergi adaleti sağlamıştır. Bu düzenlemelerden biri, işlemin karşılığını teşkil eden bedelin tahsil edilerneyeceği ihtimalinin ortaya çıkması üzerine, daha önce hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmiş tutarın karşılık ayırmak suretiyle zarara aktarılmasını sağlayan "şüpheli alacak müessesesi"dir. Bu makalemizde şüpheli alacak müessesesinin genel esasları belirtildikten sonra, Tahsil edi lemeyen katma değer vergisine ilişkin olarak şüphe li alacak karşılığı ayrılmasın da Maliye Bakanlığınca yapılan son düzenleme sonrası yine aynı şekilde tahsil edilemeyen özel tüketim vergisi ve özel i letişim vergisinin durumu irdelenecektir.