VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmen Yardımcısı

Ömer DÖNMEZ





  • Vergi incelemeleri, Vergi Usul Kanunu'nun 139'uncu maddesi gereğince esas olarak incelemeye tabi olan mükelleflerin işyerinde yapılmaktadır. Ancak işyerlerinin bu tür bir uygulamaya müsait olmaması , ölüm, işin terk edilmiş olması gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumlusu isterlerse inceleme dairede de yapılabilir. Bahsedilen nedenlerle mükelleflerin işyerlerinde gerçekleştirilemeyen vergi incelemeleri mükelleflerin de istekleri doğrultusunda çoğunlukla inceleme elemanına tahsis edilmiş bulunan dairelerde gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, vergi incelemeleri sırasında mükelleflerin vergi kaçırdıklarına dair verilerin tespit edildiği hallerde veya mükelleflere ait bir ihbar durumuyla karşılaşılan hallerde, mükellefin defter ve belgelerini kendisine verilen kanuni süreler içerisinde getirmesini beklemeden emniyet marifetiyle baskın yapılmak suretiyle defter ve belgelerin muhafaza altına alınması söz konusu olabilmektedir. işte bu yazı, defter ve belgeleri muhafaza altına alınan mükellefin, beyanname verme süresinin bir aydan az kalması halinde süreçten nasıl etkilendiğini ve bu durumla karşılaşan mükellefin durumunun ne olacağından kısaca bahsetmektir.

  • VERGi AFLARI NE GETiRDi?

    10.12.2016 06:12

    Müdahaleci devlet anlayışının yaygınlaşmasıyla birlikte, devletin yapması gereken görevlerini n boyutlarında ve ni tel iklerinde ortaya çıkan değişim sonucunda devletin gelir ihtiyacında da hızlı bir artış gereksinimi doğmuştur. işte bu yüzden devletler, gelirlerinin azalmasıy l a başlayıp , bireylerin üzerindeki adalet duygusunun zedelenmesine kadar devam eden pek çok konudaki olumsuz etkinin sebebi olan vergi uyumsuzluğu ile mücadele etmek ve vergi uyumunu arttırabilmek için çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar. Bu uyumun sağlanması ise vergi idaresinin etkinliği , para ve hapis cezaları , vergi ödeme bilinci ve mali aflar gibi faktörler tarafından belirlenmektedir. Bu faktörler üzerinde değişiklik yapılarak uyum sağlanmakta veya uyumsuzluk giderilmektedir. Geniş anlamı ile af; suça ait olayların unutulmasına yönelik işlem olarak tanımlanır. Hemen hemen tüm ceza yasalarının kapsamına giren af, ceza hukuku bakımından kamu davasını ve cezay ı düşüren bir sebep olarak tanımlanabilir . Mali af ise; vergi kanuniarına aykırı hareket edenlere karşı uygulanan idari ve hukuki yaptırımların ortadan kaldırılması olarak tanımlanmaktadır . Bu uygulamadan, vergi mükellefi olması gereken ya da olup da ödemesi gereken vergi miktarının tamamını ödemiş kişi ve kurumlar yararlanmaktadır. Vergi af l arı sadece ülkemizde gündeme gelen bir olay olmayıp , fa rklı sıklıklada dünyanın tüm ülkelerinde ortaya çıkmaktadır. Vergi yasalarında vergi affı ile ilgili bir hüküm olmamasına karşın, vergi affı yasaları genelde belli dönemlere ilişkin vergiler ve bu vergilerle ilgili olarak kesilmiş cezaları kapsamıştır. Buna göre uygulanmakta olan mali afların bazıları bütün vergi leri kapsarken, bazıları sadece belirli vergiler için geçerli olabilmekte; bazıları sadece vergi ceza l arını kapsarken, bazıları gecikme faizlerini ve hatta vergi asıllarını kapsayabilmektedir. Vergi asıllarının affı çok ender uygulanan bir yöntem olmakla birlikte, gerçekte vergi affı adı altında gündeme getirilen konular, gecikme faizi ve gecikme zamm ı affı , matrah artı rı mı, stok ve demirbaş affıd ı r. Bunlara ilave olarak, mükellefler vergi affına imkan veren yasaların kapsamların a bağlı olarak, belli dönemlere i l işkin ek vergi ödemek suretiyle, zamanaşımına uğramamış olan vergi dönemlerindeki yükümlülükleri için vergi denetimi geçirme riskini de ortadan kaldırabilmektedirler.