Türkiye'de mevcut temel ekonomik sorunların başında kayıtdışı ekonomi yer almaktadır. Bu nedenle devlet sürekli olarak kayıtdışını azaltmaya yönelik çalışmalar yapmaktadır. Yapılan çalışmalar çerçevesinde ekonomiyle bağlantılı değişik kurumların temsilcileri sürekli olarak bir araya gelerek toplantılar yapmakta ve kay ıtd ışının azaltılması yönünde uygulanacak tedbirler üzerinde incelemelerde bulunmaktadırlar. Bu incelemelerde kayıtdışı ekonominin vergi boyutuna bakıldığında; daha çok kayıt altında olmayan mükelleflerden kaynaklanan vergi kaybı ile kayıtlı mükelleflerin vergi sisteminde oluşturduğu ka- yıtdışı işlemler üzerinde durulmaktadır. Özellikle kayıtlı mükelleflerin yaptığı işlemler sırasında Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge (SMİYB; bundan sonra kısaltma kullanılacaktır.) kullanımı sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak mükelleflerin kullandıkları SMİYB'nin toplanan vergi gelirleri içerisinde ne kadarlık bir erozyon oluşturduğu hususunda hem gelir idaresi tarafından hem de meslek kuruluşları tarafından yapılan bir çalışma bulunmadığından kullanılan SMİYB'nin boyutu bilinememektedir. Diğer taraftan vergi incelemeleri sırasında SMİYB düzenleme ve kullanma fiillerine bağlı olarak gerçekleştirilen mükellef incelemeleri ise vergi inceleme elemanlarının iş yükünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca söz konusu vergi incelemelerinin günümüzde sürekli olarak artan bir seyir izlediği ve buna paralel olarak vergi kaybının da sürekli arttığı görülmektedir. Mevcut durumda SMİYB düzenleyen ve kullanan mükelleflerin vergi incelemeleri vergi denetim birimleri tarafından yapılmakta, belirtilen fiilleri işleyen mükellefler ise daha önceden oluşturulan formlara istinaden denetim elemanları tarafından fişlenmektedirler. Bu duruma bağlı olarak Gelir İdaresinin tüm birimleri ile mali müşavirler anılan formlar sayesinde mükelleflerin SMİYB durumu hakkında bilgi sahibi olmaktadırlar. Ancak mevcut Gelir İdaresinin yapısında SMİYB düzenleyen ve kullanan mükellefleri, bu mükelleflerin ortaklarını, adreslerini, bağlı olduğu diğer şirketleri fişleyen bunları sürekli olarak takip eden, vergi mevzuatında yapılan veya yapılacak düzenlemeler üzerinde SMİYB açısından görüş ve önerilerde bulunan bir birim ile SMİYB düzenleyen mükelleflerin genel profillerinden hareketle diğer SMİYB düzenleyen mükellefleri tespit eden, yeni kayıt olan mükellefler ile cirosu çok yüksek olan mükellefleri izleyecek bir birim bulunmamaktadır. Bu nedenle SMİYB düzenleyen mükelleflerden bir kısmı aradan 2-3 yıl geçtikten sonra tespit edilebilmekte, bir kısmı ise zamanaşımı süresince hiç tespit edilemeden faaliyette bulunmaktadırlar. Dolayısıyla hem kayıtdışı ile etkin bir şekilde mücadelede hem de vergi kaybının önüne geçilmesinde Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde SMİYB ile ilgili yeni bir birimin kurulması gerekmektedir.
28/3/2007 tarih ve 5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17 nci maddesi ile 13/7/1956 tarih ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 31 inci maddesinde yapılan düzenlemede, iptal edilen sigorta muamelelerine ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisi (B.S.M.V.) uygulamasında değişiklik yapılmış olup buna bağlı olarak eski Sigorta Muameleleri Vergisi Beyannamesi değiştirilerek, iptal edilen sigorta muamelelerine ilişkin vergilerin mahsuben iadesine imkan verecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu kanuni düzenleme sayesinde, 1956 yılından itibaren Türk vergi sisteminde yerini alan Gider Vergileri Kanununun 31 . maddesindeki banka ve sigorta muameleleri vergisinin (B .S .M.V.) uygulaması nda yaşanan problemierin çözümü yönünden yıllardır yapılması gereken bir düzenleme yerine getirilmiş olmaktadır. Yapılan düzenleme ile 1/5/2007 tarihinden itibaren, sigorta muameleleri ile bunların iptal işlemlerinin aynı vergilendirme döneminde yapılmadığı durumlarda da, iptal edilen sigorta muamelelerine ilişkin vergilerin (ya lnızc a iptal tarihinden sonraki döneme ait olan kısmı), iptalin gerçekleştiği dönemde hesaplanan B.S.M.V.'den indirilmesine imkan tanınmaktadır. Bu çalışma, sigorta şirketleri tarafınd an düzenlenen poliçelerin vergi dönemi veya sonraki dönemlerde iptal edilmesi halinde sigorta muamelelerine ait B.S.M.V.'Ierinin vergi matrahından indirilmesi hususunda; eski kanuni düzenleme, sigorta acentelerinin fiili uygulaması, yeni kanuni düzeleme ve bu düzenlemenin amacı, B.S.M.V. açısından yap ıl an diğer düzenlemeler ve değerlendirme bölümünü kapsayacak şekilde hazırl a nmıştır.
Gelir idaresi Başkanlığı tarafından oluşturulan yıllık denetim planlarında öncelikli olarak büyümeye karkısı olan sektörler dikkate alınmaktadır . Bu bağlamda Başkanlık 2004 yılından itibaren sigorta sektörünün incelenmesini uygun görmüş ve sektörde sayıları lS.OOO' i bulan sigorta acentelerinin vergilendirilmesinde ortaya çıkan vergi kayıp ve kaçaklarını belirlemeyi ve bunları gidermek için ne gibi önlemler alınması gerekliliğini belirlemek için bu incelemeleri başlatmıştır. Bu çalışma sigorta şirketleri hakkında genel bilgiler, yasal mevzuat, sistemin işleyişi, sektörün vergilendirilmesinde karşılaşılan problemler ve bunların çözümü için sunulan önerileri kapsayacak şekild e hazırlanmıştır .
Türkiye'de son bir kaç yılda gerçekleşen makro ekonomik gelişmelerin, piyasalara istikrar ortamının sağlandığı yönünde olumlu sinyaller vermesi ile ekonomi gündemimize Mortgage Cipotekli Konut Kredisi Sistemi) olarak ifade edilen yeni bir sistem girmiştir . ABD'de ve Avrupa'nın bir çok ülkesinde yaklaşık 50 yılı aşkın bir süreden beri etkin bir şekilde kullanılmakta olan bu sistemin Türkiye' de uygulamasının nasıl olacağı ve sistemin ne zaman hayata geçirileceği hususu ayrıntılı bir şekilde irdelenmesi gereken bir konudur. Konunun daha iyi anlaşılması açısından Mortgage Cipotekli Konut Kredisi) sistemini açıklamadan önce sistemin esasını teşkil eden ipoteği ve Türkiye'de şuan uygulanmakta qlan konut finansman yöntemlerini ana hatlarıyla açıklamak daha faydalı olacaktır .
Son günlerde hükümet ile IMF heyeti arasındaki 2005 yılı Bütçe Tasarısı hakkındaki görüşmelerde en tartışmalı konuların başında; Faiz Dışı Fazla hedefinin ne olması ve bu hedefin yerine getirilmesi için ne gibi önlemler alınması gerektiği gelmektedir. Bu vesileyle son günlerin en tartışmalı konusu olan Faiz Dışı Fazla kavramı hakkında aşağıda genel bir değerlendirme yapılmıştır.