193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda dar mükellef gerçek kişilerin evrensel vergi hukuku kapsamındaki mülkilik ilkesi gereğince belirlenen durumlarda ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları çerçevesinde mukim ülke statüsü nedeniyle Türk vergi kanunları kapsamında vergilendirilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda dar mükellef gerçek kişiler için vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi için yalnızca gelirin elde edilmesi yeterli olmamakta bunun yanı sıra Türkiye?de elde edilmiş olma şartı aranmaktadır. Türkiye?de gelir elde eden dar mükellef gerçek kişilerin vergilendirilmesinde de farklı esaslar öngörülmüştür. Tam mükellefler bakımından gelirin beyanında yaygın olarak yıllık beyanname kullanılırken dar mükelleflerin vergilendirilmesinde de yıllık beyanname, münferit beyanname ve stopaj usulü uygulanmaktadır. Dar mükellefler açısından elde edilen gelir unsurlarının yıllık beyanname ve münferit beyanname ile beyanı gereken kazanç ve iratlar olması durumunda vergilendirme ve beyanname verme esasları bu çalışmada açıklanmaya çalışılmıştır.
Kripto para kavramı Satoshi Nakatomo’nun “Bitcoin: Uçtan Uca Elektronik Ödeme Sistemi” makalesi ile kamuoyunun gündemine girmiştir. İlk zamanlarında güven problemleri nedeniyle kripto paralar neredeyse hiç kimse tarafından kullanılmamıştır. Bitcoin’in işleyiş mekanizmasının anlaşılmasının ardından kripto paraların ödeme aracı olarak kullanımı günden güne artmaktadır. Devletler, hükümranlık haklarını potansiyel olarak tehdit eden bu post modern paranın niteliğinin belirlenmesi için çalışmalar yürütmektedir. Kripto paraların hukuki statüsü hakkında uluslararası bazda bir fikir birliği günümüz itibarıyla sağlanamamıştır. Bu nedenle kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin bir görüş birliği de yoktur. Ülkemizde de kripto paraların; para birimi, sermaye piyasası aracı veya emtia niteliğinde olabileceği değerlendirilmiştir. Ülkemizde yetkili kurumların açıklamaları sonrasında elde kalan tek seçenek kripto paraların bir emtia niteliğinde olduğudur. Bu doğrultuda kripto paraların Türk vergi kanunları karşısındaki durumu izah edilmeye çalışılacaktır.
Çalışmamızda işletmelerin faaliyetinin yürütülmesinde önemli bir yere sahip olan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışı ve zayi olması sonucunda alınan sigorta tazminatları ile bu bedellerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 328. ve 329. maddelerinde düzenlenen "yenileme fonu" uygulaması kapsamında değerlendirilmesi ve yenileme fonu uygulamasında karşılaşılan bazı sorunlara yer verilmiştir.