Kamu finansman açığının sürekli artan bir trend izlemesi ve devletin gelir-gider dengesinin kurulamamış olması siyasi iktidarı yeni kaynak arayışına yöneltmiştir. Siyasi iktidarın kaynak yaratmaya yönelik uygulamalarından biride altın, kıymetli maden ve taşlar ile bunlardan yapılan ziynet eşyalarının stoklarından bir defaya mahsus olmak üzere %6-7 oranında vergi almak suretiyle belgesiz kıymetli maden ve ziynet eşyası stoklarının kayda alınmasını öngören ve bu yollada kaynak yaratarak devlete gelir sağlamaya yönelik olan uygulamasıdır. Kamuoyunda altın stok affı yada kuyumcu affı olarak da isimlendirilen uygulama 30 Kasım 1996 tarih ile 22833 . sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 4213 sayılı Kanun ile mükelleflerin işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan altın ve kıymetli maden stoklarını beyan edip bu beyanları üzerinden külçe altın için %6, diğerleri için %7 ve değerleme farkları üzerinden %6 o.ranında vergi hesapiayıp beyan etmeleri koşulu ile altın ve kıymetli madenieri kayıt altına alma imkanı getirilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalardan hareketle 4213 sayılı Kıymetli Maden ve Ziynet Eşyası Beyanı Hakkında Kanun ile Kıymetli Maden ve Ziynet Eşyası Beyanı Hakkında Kanunla ilgili 1 Sıra Numaralı Genel Tebliğin çeşitli yönleriyle değerlendirilmesi bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.