Katma deðer vergisini bir harcama vergisi olarak ilk kez öneren Alman sanayici Von Siemens olmuþtur. Von Siemens ilk kez 1918 yýlýnda Almanya'da uygulanan muamele vergilerinin kaldýrýlarak KDV uygulamasýna geçilmesini savunmuþtur. Fransa'da ise o tarihlerde Maliye Bakanlýðý'nda çalýþan Maurice Laure bu verginin öncülüðünü yapmýþ, daha sonra da KDV projesini hazýrlamýþtýr. KDV ilk defa 1954 yýlýnda Fransa'da uygulanmaya baþlanmýþtýr. Daha sonra AB'nin ortak genel tüketim vergisi de olan KDV, dünyada birçoðu OECD üyesi olan, altmýþtan fazla ülkede uygulanmaktadýr. Katma deðer vergisi sistemimize 1985 yýlýnda girerek beraberinde birçok vergiyi yürürlükten kaldýrmýþ ve vergi sistemimize daha sade bir yapý kazandýrmýþtýr.2 Vergi sisteminin bütünü ve özellikle katma deðer vergisinin baþarýsý, saðlýklý iþleyen bir belge düzeninin kurulmasý ile paralellik taþýmaktadýr. Dolayýsýyla ekonomideki belgesiz mal ve hizmet dolaþýmýnýn önlenebilmesi bakýmýndan etkili ve caydýrýcý bir müeyyideye ihtiyaç duyulduðundan 4008 sayýlý kanunla Katma Deðer Vergisi Kanunu'nun 9 uncu maddesine bir hüküm eklenerek satýn aldýklarý mal ve hizmetlere ait belgeleri ibraz edemeyenlere bu alýþlara ait katma deðer vergisinin cezalý olarak ödeme zorunluluðu getirilmiþtir. Belgesiz mal bulunduran veya hizmet satýn alan mükellefler hakkýnda idare tarafýndan ne gibi yaptýrýmlar uygulanacaðý konusu çalýþmamýzýn ilerleyen bölümlerinde ele alýnmaya çalýþýlacaktýr.

Bilindiði üzere 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüðe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu* 1 beraberinde birçok tartýþmalý konuyu da gündeme taþýmýþtýr. Bunlardan biri de þirket ortaklarýnýn Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, þirket kasasýný "kendi keseleri" olarak görerek þirkete borçlanmalarýnýn yasaklanmasýdýr. Bu düzenlemeyle ortaklarýn þirketin sahip olduðu varlýklarý kendi ihtiyaçlarýna kana- lize etmeleri engellenmeye çalýþýlmýþtýr. Her ne kadar uygulamada bu hükmün þirket ortaklarýný zor duruma düþüreceði iddia edilse de kanun koyucu bu hükmün yaratacaðý olumsuzluðu gidermek amacýyla bu güne kadar halka açýk Anonim Þirketler tarafýndan uygulanmýþ olan avans kar payý daðýtýmýnýn tüm sermaye þirketleri tarafýndan uygulanmasýnýn önünü açmýþtýr. Tüm bu düzenlemelerin beraberinde doðurabileceði vergisel sorunlar mali idare tarafýndan göz önünde bulundurularak 05.05.2012 tarihinde 28285 sayýlý resmi gazetede yayýmlanmýþ olan "6 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Teblið " ile avans kar payý daðýtýmý hususu yeniden düzenlenmiþtir. Bizde bu bilgiler ýþýðýnda Yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüðe girdiði tarihten sonra ortaklarýn þirketle olan ticari münasebetlerinde nasýl bir yol izlemeleri gerektiði hususunu deðerlendirmeye çalýþacaðýz.