Örtülü sermaye tanımı birçok belirsizlik içerdiğinden, yıllardır vergi idaresi ve mükellefler arasında vergi yargısına intikal eden uyuşmazlık konularının başında yer aldı. Örneğin; faiz kavramının kur farklarını içerip içermediği, "borcun öz sermayeye oranının emsaline nazaran bariz farklılığının neyi ifade ettiği, kurumda borcun devamlı olarak kullanılmasından ne anlaşılması gerektiği konuları tartışılmıştır.
5520 sayılı KVK'nın 12.maddesinde yeniden düzenlenen "Örtülü Sermaye Müessesi" 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, 2005 ve hatta daha önceki yıllarda yapılan uzun vadeli borçlanmalar nedeniyle dahi, 2006 ve sonraki yıllarda 5520 sayılı yeni KVK'nın 12. maddesinde hüküm altına alınan örtülü sermaye müessesi geçerli olacaktır. Dolayısıyla yeni düzenlemenin uygulanabilmesi için borcun vade tarihi önem kazanmaktadır. Öte yandan 5520 sayılı KVK'nın geçici 1. maddesinin (10) numaralı fıkrasında, "Bu Kanunun yürürlüğünden önceki dönemler itibariyle 5422 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda vadesi 01.01.2006 tarihinden önce dolan borçlanmalar için 5422 sayılı KVK'nın 16. maddesi hükmü uygulanacaktır.
5520 sayılı KVK'nın 12. maddesi hükmü ile örtülü sermaye müessesi, uluslararası gelişmeler ve genel kabul görmüş ilkeler dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, örtülü sermaye uygulamasında borç/öz sermaye oranı, ortakla ilişkili kişi ve öz sermaye tanımlarına açıklık getirilerek objektif kıstaslar konulmakta ve örtülü sermaye kapsamına girmeyecek borçlanmalar sayılmaktadır.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.