Asgari ücret, iþverenin iþçiye ödemek zorunda olduðu en düþük ücrettir. Asgari ücretin saptanmasýnda en önemli olan iþçinin verimi, yeteneði, cinsiyeti deðil, asgari ölçüler içinde insanca yaþama ve çalýþma olanaðýnýn saðlanmasýdýr. Asgari ücret tutarý ve üzerindeki vergi yükü eskiden beri tartýþmalý bir konudur. Asgari ücret üzerindeki vergi yükünün artmasý hem asgari ücretin iþverene maliyetini hem de kayýt dýþý istihdamý arttýrýr. Bu durum bir yandan devletin vergi gelirlerini öte yandan iþçinin eline geçen gerçek ücreti (reel geliri) azaltýr. Bu çalýþma kapsamýnda 2016 yýlýna iliþkin tespit edilen yeni asgari ücret tutarýndan hareketle asgari ücret üzerindeki vergi yükü ve asgari ücret artýþýnýn vergisel etkileri araþtýrma konusu yapýlarak irdelenecektir.

Kayýt dýþý ekonomi kavramý ile bir ülkede cereyan eden tüm kanuni veya gayri kanuni ticari ve ekonomik faaliyetler kastedilirken, Kayýt dýþý istihdam bu faaliyetlerin iþ gücü piyasasýna bakan yönünü ifade etmektedir. Kayýt dýþý istihdam ile mücadele ülkemizde temelde Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý ile Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) yetki ve sorumluluðunda olmakla beraber, kayýt dýþý istihdamýn boyutunun çok yüksek olduðu ülkemizde bu iþ tek baþýna bir bakanlýðýn, kurum ya da kuruluþun üstesinden gelebileceði bir olgu deðildir. Bu kapsamda çýkarýlmýþ bir kýsým yasal mevzuat ile de kayýt dýþý istihdamla mücadele amacýyla, çeþitli kamu kurum ve kuruluþlarýnda görevli denetim elamanlarýna da bir kýsým yetki ve görevler verilmiþ ve beraberinde bazý sorumluluklar yüklenmiþtir.

Memurlar ve diðer kamu görevlileri, yaptýklarý iþler ve sunmuþ olduklarý hizmetler nedeniyle kimi zaman yapýlan bu iþlerden maddi veya manevi olarak zarar gören kiþilerce; haksýz yere hakaret, suçlama ve iftiralarla maruz kalabilmektedirler. Hatta bazen de hiç hak etmedikleri halde idari soruþturma ya da adli kovuþturma ve yargýlanma durumu ile karþýlaþabilmektedirler. Yasalar gereði, hakaret, haksýz isnat ve iftiraya uðrayan bir kiþinin, hayatýn hiçbir alanýnda hakaret veya iftira edene karþý korunaksýz olmasý kabul edilemez. Hele de sýrf ifa etmiþ olduðu birtakým kamusal görevler dolayýsý ile kamu görevlisi sýfatý taþýyan memurlarýn, hakaret, haksýz isnat ve iftiralara karþý korumasýz olmasý asla düþünülemez. Bu konuya iliþkin kamu görevlisini koruyucu düzenlemelere; baþta Türkiye Cumhuriyeti Anayasasý olmak üzere, Devlet Memurlarý Kanunu, 4483 sayýlý kanun ve Türk Ceza Kanunu'nda yer verilmiþtir.