193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre tasnif
edilen 7 gelir unsurundan biri olan ücret geliri,
vergilendirilen mükellef sayısı ve tarh edilen vergi
tutarı birlikte değerlendirildiğinde en büyük hacme
sahip vergi türüdür. Özellikle kaynakta kesinti
yönünde kullanılan anlamıyla, tevkifata tabi tutulmuş
ücret gelirine konu birey sayısının çokluğu,
kurum ve kuruluşlarca iş yüküne sebep olması,
mevzuata dair yapılan değişikliklere karşı tepki
esnekliğinin düşük olması gibi sebeplerle mali
idarelerce sık başvurulan bir yöntemdir. Ancak bu
noktada, çoğu gelir unsuruna vergilendirme yönünden
sağlanan imkânlar (indirimler, giderler),
ücretin vergilendirilmesi yönünden temin edilmediği
gibi ücret geliri elde edenlerin aleyhine çokça
yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Bu tür düzenlemelerin
de vergi adaletini ne derece olumsuz
etkilediği bilinen bir gerçektir. Çalışmada, ücret gelirinin vergilendirilme yöntemine dair mevzuat
hükümlerine ve bazı ülkelerde bu sistemin nasıl
işlediğine yer verilerek ülkemiz ücret vergilendirme
sisteminin eleştirel yönleri, önerilerimiz
ışığında ele alınacaktır. Ayrıca ülkemiz ücret vergilendirmesine
ilişkin 2022 yılı değişikleri de (asgari
ücrete denk gelen ücretlerin vergi dışı bırakılması,
asgari geçim indiriminin kaldırılması, ücret
bordrolarında asgari ücrete denk gelen tutara kadar
yapılan ücret ödemesinin damga vergisinden
istisna tutulması) bu çalışmada ele alınacak yapılan
düzenlemelerin yeterli olup olmadığı tatbik
edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Vergi, Gelir Vergisi, Ücret
Geliri, Vergi Adaleti
JEL Sınıflandırma Kodları: H24, K34, K40