Geçmişten günümüze kamu alacakları hem devletin özel alacaklarından hem de özel hukuk normlarına dayalı alacaklardan üstün tutulmuştur. Bu doğrultuda hukuk mevzuatlarında kamu alacağının üstünlüğünü sağlamaya yönelik düzenlemelere gidilmiştir. Bu çerçevede vergi mevzuatına bakıldığında, gerek 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda gerekse 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da kamu alacaklarını güvence altına alabilmek için çeşitli müesseseler ortaya konulduğu görülmektedir. Kamu alacakları ile ilgili ödevlerin eksiksiz yerine getirilmesi ve kamu alacaklarının tahsil edilememe riskini ortadan kaldırmak üzere düzenlenen müesseselerden biri "kanuni temsilcinin sorumluluğu" dur. Kanuni temsilcilerin sorumlukları kamu hukuku ve özel hukukta açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Makalemizin konusunu; 213 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinde ve 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35 inci maddesinde düzenlenen kanuni temsilcilerin sorumlulukları oluşturmaktadır. Çalışmamızda yer yer özel hukuktaki düzenlemelere de değinilerek, kanuni temsilcilerin kamu alacakları ile ilgili ödevlerin yerine getirilmesi ve kamu alacaklarının takibi ve tahsili açısından sorumlukları hakkındaki tespitlerimiz ve değerlendirmelerimiz ortaya konulacaktır.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.