Anayasamızın cumhuriyetin niteliklerinin sayıldığı 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti ilkesi, Anayasamızın 4. maddesi gereğince değiştirilemeyecek hükümlerden bir tanesidir. Hukuk devleti, sadece idare edilenlerce uyulacak kurallar koyan devlet değil aynı zamanda koyduğu kurallarla kendisini de bağlayan devlettir'. "Kuvvetler Ayrılığı" prensibinin benimsendiği ülkelerde yasama, yürütme ve yargı fonksiyonları farklı organlarca yerine getirilir ve yasama ile yürütmenin yargısal denetiminden etkin sonuç alınabilmesi için yargı fonksiyonunun bağımsız ve tarafsız yargıçlar tarafından yerine getirilmesi gerekir. Zira Anayasamız ın 138 vd. maddelerinde yargı organlarının bağımsızlığı ve tarafsızlığını teminat altına alan hükümlere yer verilmiştir. idarenin yargısal denetiminin kendisinden beklenen sonucu doğurabilmesi için bireylerin hak arama hürriyetinin somut birer yansıması olan yargı kararlarının uygulanması zorunludur. Nitekim Anayasamızın 138. maddesinin son fıkrasında; " Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarını
hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirimesini geciktiremez." şeklinde açık ve kesin bir hükme yer verilmiştir. Adli yargı kararlarının uygulanması konusunda uygulamada sıkıntı yaşanmamaktadır. Nedeni ise
ceza mahkemesi kararlarının savcılık makamı, hukuk mahkemesi kararlarının ise devletin icra organları tarafından yerine getirilmesidir. Bu sebeple biz bu çalışmamızda uygulamada s ıkıntı yaşanan idari yargı kararlarının uygulanmasını inceleyeceğiz.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.