Her toplumun ekonomik kalkýnmanýn aþamalarýna göre, kendine özgü bir vergi yapýsý vardýr. Her vergi sistemi gibi, Türk Vergisi sistemi de tarihi bir geliþmenin sonucu olarak ortaya çýkmýþtýr. Türk vergi sistemi 1950'den bu yana, Türkiye'nin iktisadi seviyesinin önünde ve oldukça ilerisinde bir geliþme seyri izlemiþtir. Hiç bir vergi sistemi ideal deðildir. Ýktisadi ve sosyal koþullara paralel olarak zaman zaman bazý düzeltmeler ve deðiþiklikler yapmak gerekmektedir. Türkiye'de ne yazýk ki, bu anlamdaki düzenlemeler bugüne kadar zamanýnda yapýlamamýþtýr. Gerçekten, vergi sistemimizin ýslahý sorunlarý ciddi bir þekilde ancak 27 Mayýs 1960 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinden sonraki askeri müdahale dönemlerinde ele alýnabilmiþtir. Normal zamanlardaki parlamentolar kýsýr siyasal çekiþmeler içinde vergi sisteminin sorunlarýný bir türlü çözümleye- memiþlerdir. Bir ülkenin sosyo-ekonomik geliþmiþlik düzeyi ile toplam vergi yükü arasýnda yakýn bir iliþki vardýr. Vergi yükü yüksek olan ülkelerin yüksek refah düzeyinde olduklarý görülmektedir. 2000'li yýllarda Türkiye'nin vergi yükünde aþýrý bir artýþýn olduðu görülmektedir. Söz konusu vergi yükü artýþý devlet borçlarýnýn finansmaný sorunu nedeniyle ortaya çýktýðýndan, geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi sosyal ve ekonomik alt yapýnýn oluþturulmasýna kanalize edilememiþtir. Böylece, dolaylý vergiler arttýkça refah düzeyi de hýzla düþerek, ekonomik kriz ve yoksullaþma olgularý yaþanmaya baþlanmýþtýr. Modern devlet anlayýþý ilkeleri çerçevesinde devlet görevlerinin yerine getirilebilmesi için ülkemizdeki vergi yükünün % 25-30 aralýðýna yükseltilmesi ve bu yükselmede aðýrlýðýn dolaylý vergilerde deðil, dolaysýz vergilerde olmasý gerekmektedir

Vergisel düzenlemeler, siyasal iktidarlarýn hak ve yetkilerindeki sýnýrlandýrmalar sonucu hukuki çerçevede sosyal devletin gerektirdiði politikalara uygulama imkâný vermektedir. Sosyo-eko- nomik geliþmeyi saðlamak toplumsal huzuru daim kýlmak, sosyal güvenlik, gelir ve servet daðýlýmýnda adaletli davranmak toplumsal refahý ortaya koymaktadýr. Verginin devletin hükümranlýk gücünden doðduðunu bilmeyen yoktur. Devlet var oluþuyla birlikte hangi ekonomik sistemi be- nimsediyse vergisel düzenlemelerini o yönde kullanmýþtýr. Devletler tarihsel süreçte yeni oluþumlara en baþta sosyo-ekonomik geliþmelerini saðlayabilecek faktörleri finanse edebilmek için baþvurmuþtur. Bu böyle de devam edecektir. Ýþte bu konuda demokratik vergi uygulamalarýný baþlatabilmek ekonomik kalkýnma ve büyüme için vazgeçilmez gerekçedir. Politika oluþturmada alternatif arayýþlar ve politikalar, toplumsal beklentilerin önünü açarak vergilerin rantabl olmasýný saðlayacaktýr. Saygýnlýðý arttýrarak sorumluluk bilincini geliþtirecek pozitif anlayýþ temin eden politikalar, hükümetleri de inisiyatif alanýndan uzaklaþtýrarak, toplumda her kesimin içinde olduðu þeffaf ortamý gerçekleþtirebilir.