VUK'nun mükerrer 414. maddesinin (b) bendinde "Bu kanunda yer alan maktu hadler ile asgari ve azami miktarları belirtilmiş para ile ödenecek ceza miktarlarını on katına, nispi hadleri ise iki katına kadar ayrı ayrı artırmaya ve bunları kanuni seviyesine indirmeye Bakanlar Kurulunun yetkili oldugu" hüküm altına alınmıştır. Ayn ı kanun maddesinin (d) bendinde ise, "bu kanunda yer alan maktu had ve miktarlar için (177. maddede yazılı maktu had ve miktarlar hariç) Bakanlar Kurulu (b) bendinde yer alan yetkisini kullanmadığı takdirde; her bir takvim yılında uygulanacak maktu had ve miktarlar, bir önceki yılda uygulanan maktu had ve miktarlara, bu yıla ilişkin olarak bu kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artış yapılmak suretiyle tespit edilir" denilmektedir. Bakanlar Kurulu 177. madde haricindeki had ve miktarlar için yetkisini kullanmamış (yapılan yoruma göre) onları yeniden değerleme oranına göre artırılmasının yolunu açmıştır. Maliye Bakanlığı'da 255 numaralı VUK Genel Tebliği ile (bazıları hariç) bu maktu had ve miktarları yeniden değerleme oranında artırarak "tespit" etmiştir. Bu tutum, bütün maktu had ve nisbetlere tebliğde yer verilmemesi noktasından hareketle eleştiriimiş ve diğer bazı tebliğler gibi bu tebliğde mükellefi bağlamayan idari emir olarak nitelendirilmiştir. Bu tebliğin eleştirisi çerçevesinde yönetsel yorumla tartışma konusu yapılmıştır. Kanımızca yönetsel yoruma yöneltilen ve yoğunluk kazanmaya başlayan eleştirilerin; yorumun tanımı , yasal dayanakları, ilkeleri ve sınırları çerçevesinde yanıtlanması ve karşı eleştirilerin de ortaya konulması gerekmektedir. Bu yazı , yönetsel yorumun dayandığı ilkeler ile ona yöneltilen eleştirilerin tartışılmasına yöneliktir.

Açıklamasıİndir
Makale

Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.