VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Müfettişi

Coşkun Çekiciler





  • İktisadi hayat içerisinde faaliyet gösteren vergi mükellefleri, ihtiyaç duydukları bina, makine ve benzeri iktisadi kıymetleri satın almak yerine kiralama yolunu tercih ederek te ihtiyaçlarını gidermektedir. Ancak bazen kiralanan söz konusu kıymetlere kiracılar tarafından faaliyetlerine uygun hale getirmek amacıyla bir takım harcamalar yapılmaktadır. Kiracılar tarafından kiraladıkları amortismana tabi iktisadi kıymetlere yaptıkları harcamalar vergi uygulamaları bakımından özellikli bir husus olan özel maliyetlerin konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmamızda kurumlar tarafından özel maliyet bedeli olarak aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin bedelsiz olarak mülk sahibine devredilmesi hususunun vergi kanunları karşısındaki durumu ele alınmıştır.

  • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75?in- ci maddesinde menkul sermaye iradı sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratlar olarak tanımlanmıştır. Yine Kanun?un 75?inci maddesinin 2?nci fıkrasının (1), (2), (3) numaralı bentlerinde Kâr paylarının menkul sermaye iradı olduğu ayrıca ifade edilmiştir. Bu çalışmada tam ve dar mükellef gerçek kişiler tarafından 2016 takvim yılında elde edilen kâr paylarının vergilendirilmesi ve beyanına ilişkin özellikli hususlara yer verilmiştir.

  • Arsa (kat) karşılığı inşaat işlerinde, müteahhidin arsa sahibine daire ya da işyeri tesliminin, katma değer vergisinin konusuna girip girmediği, vergi idaresi ile yargı arasında ihtilafa yol açmıştır. Vergi mükellefleri tarafından, vergi idaresi görüşü katma değer vergisine tabi olacağı yönünde olması nedeniyle, ihtirazi kayıtla arsa sahibine teslim edilen daire ya da işyerine tekabül katma değer vergisini beyan edip, dava açma yoluna gidilmiştir. Yargı ise genelde trampa olarak değerlendirilemeyeceği yönünde karar verip, katma değer vergisi kanununun konusuna girmeyeceğini belirtmiştir. Vergi idaresi ise yıllardır süre gelen bu durumda hiçbir değişiklik yapmamıştır. Vergi mükellefleri Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği'nde bu sorunun çözüleceği beklentisi içerine girmişlerdir. Ancak herhangi bir değişiklik olmamıştır.

  • Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 28. maddesine göre, Bakanlar Kurulu vergi oranlarını tespite yetkilidir. Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilen katma değer vergisinin oranı, (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listede yer almayan teslim ve hizmetler için %18'dir. 2004/8301 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, kanunda sayılan hallerdeki eğitim hizmetlerinde KDV oranı, II sayılı listeye alınmak suretiyle %8'e indirilmiştir.

  • 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 1?inci maddesinde, kurumlar vergisinin konusunu, Kanun?un 1?inci maddesinde sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancının oluşturduğu ifade edilmiştir. Vakıf ve derneklerin kurumlar vergisi mükellefi olmadığı ancak iktisadi işletmelerinin kurumlar vergisi mükellefi olduğu olarak ifade edilmiştir. Vakıf ve derneklere ait iktisadi işletmelerin hesap dönemi sonunda elde ettikleri karı, bağlı bulunduğu vakıf veya derneğe aktarırken, dernek ve vakıfların elde ettiği geliri menkul sermaye iradı olarak değerlendirip Gelir Vergisi Kanunu?nun 94?üncü maddesi gereğince tevkifat yapılması gerekmektedir. Bu çalışmamızda vakıflar özelinde vakıflara ait iktisadi işletmelerinin hesap dönemi sonunda elde ettiği karın söz konusu vakıfa aktarılma sı durumda, gelirin vergilendirilmesi durumu ele alınmıştır