VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Gümrük ve Ticaret Uzmanı

Mustafa Yavuz





  • Anonim ve limited şirketlerin birleşmelerine ilişkin usul ve esaslar, Avrupa Birliği mükteseba- tı ile uygulamada karşılaşılan sorunlar ve mevzuattan kaynaklanan eksiklikler de göz önünde bulundurularak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yeniden düzenlenmiştir. Anılan Kanun, belli şartları sağlayan sermaye şirketlerinin birleşmesinde (şirket evliliğinde), bir takım kolaylık ve muafiyetler öngörmüş ve bazı prosedürleri basitleştirmiştir. Anonim ve limited şirketlerin "kolaylaştırılmış şekilde birleşmesi? olarak isimlendirilen bu yöntem ile birleşme işleminin, güvenli ve şeffaf bir şekilde yapılması, ayrıca basit bir işlemler zinciri içinde tamamlanması amaçlanmıştır. Kolaylaştırılmış birleşmenin temelinde, birbirlerine yabancı iki şirketin birleşmesi durumunda azınlık pay sahipleri açısından ortaya çıkabilecek rizikoların, ?birbirine çok yakın? olan şirketlerin birleşmesinde hiç mevcut olmaması veya çok önemsiz olması olgusu yatmaktadır. İşte bu çalışmada, anonim ve limited şirketlerin kolaylaştırılmış şekilde birleşmesinin şartları ile bu şirketlere sağlanan kolaylıklar tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre uzun süreden beri anonim şirketlerin kanunen gerekli organlarından biri olan yönetim kurulunun mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshini talep edebilir. İstem üzerine mahkeme, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. Mahkeme ayrıca, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri de alabilir. İşte bu çalışmada, son düzenlemeler ışığında organ eksikliği nedeniyle anonim şirketlerin feshi hususu detaylı olarak ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren ülkemizde limited şirketlerin, tek ortaklı olarak kurulması ya da sonradan tek ortaklı hale dönüşmesi mümkün hale gelmiştir. Ancak, tek kişilik limited şirketlerde bu ortağın ölümü, kural olarak şirketin sona ermesi ve tasfiye edilmesi sonucunu doğurmaz. Bu halde, limited şirketin esas sermaye payları, kanun gereğince miras yoluyla ortağın mirasçılarına geçer. Tek ortağın ölümü sonrasında miras hukukunun kuralları çerçevesinde müteveffanın mirasçıları, miras payları oranında limited şirketin yeni ortakları olurlar. Bu çalışmada, tek kişilik limited şirketlerde ortağın ölümü sonrasında şirketin geleceği, öğretideki görüşler çerçevesinde tüm yönleriyle irdelenmiş ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca her gerçek ve tüzel kişi tacirin; bir ticaret unvanı seçmesi, bu unvanı ticaret siciline tescil ve ilan ettirmesi, ayrıca ticari işletmesine ilişkin işlemleri ticaret unvanıyla yapması ve söz konusu unvanı sicilden terkin oluncaya kadar kullanması zorunludur. Bu kapsamda tacirler, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde, ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirirler. Bunun yanında, tescil edilen ticaret unvanı, ticari işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazılır. Bahsi geçen yükümlülükleri ihlal eden tacirler ise idari para cezasıyla karşı karşıya kalabilirler. İşte bu çalışmada, tacirlerin ticaret unvanlarını tescil ettirme ve kullanma zorunluluğu detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticaret şirketleri, cins, yaş, hısımlık gibi insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilir. Bu doğrultuda, söz konusu şirketlerin; serbestçe taşınmaz sahibi olması, satması ve bunlara ilişkin sınırlı ayni hak tesis etmesi de imkan dâhilindedir. Yabancı uyruklu şirketler ile ülkemizde kurulmuş olan yabancı sermayeli şirketler ise, ancak Tapu Kanunu?nda öngörülen kısıtlamalar çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti edinebilir. Ticaret şirketleri adına herhangi bir taşınmaz işleminin yapılabilmesi için ticaret sicili müdürlüklerinden istemde bulunulan işlemi yapabileceğini ve temsilcilerini belirten taşınmaz tasarrufu belgesinin (yetki belgesinin) alınması ve tapu müdürlüğüne imza sirküleri ile birlikte bu belgenin ibraz edilmesi şarttır. İşte bu çalışmada, ticaret şirketlerinin taşınmazları üzerinde tasarrufta bulunabilme esasları tüm yönleriyle ele alınmıştır.

  • Kurumsallaşmak ve işlerini büyütmek isteyen şahıs işletmeleri (gerçek kişi ticari işletmeleri, şahıs firmaları), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda öngörülen esaslar çerçevesinde, anonim ve limited şirketlere ve diğer ticaret şirketlerine dönüşebilmektedir. Yeni türe dönüştürülen şirket, şahıs işletmesinin hukuki ve ekonomik açıdan devamıdır. Ticaret siciline tescil edilmiş bir şahıs işletmesinin malvarlığının tamamı, envanterde yer alan tüm aktif ve pasifiyle (hak ve borçlarıyla) birlikte dönüşülen anonim veya limited şirkete geçer. İşte bu çalışmada, şahıs işletmelerinin anonim veya limited şirkete dönüşme usulü tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre limited şirketlerin yönetim ve temsil organı olan müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler. Şirketi temsile yetkili olan müdürler, şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Temsil yetkisinin kullanılması ise şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya şirkette tek müdür bulunmuyorsa çift imza ile olur. Müdürlerin, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler kural olarak şirketi bağlar. İşte bu çalışmada, limited şirketlerde müdürlerin temsil yetkisinin kapsamı ve bu yetkinin kullanıma ilişkin esaslar detaylı bir şekilde irdelenmiş ve değerlendirilmiştir.

  • Limited şirketlerin yönetim ve temsil organı olan müdürler için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda bir takım yükümlülükler öngörülmüştür. Söz konusu yükümlülüklerin başında "özen yükümlülüğü? ve "bağlılık yükümlülüğü? gelmektedir. Bu kapsamda limited şirketlerde müdürler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Ayrıca müdürlerin, şirket sırlarını ifşa etmesi, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunması ve özellikle kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapması yasaktır. Bahsi geçen yükümlülüklerin ihlal edilmesi halinde müdürlerin hukuki sorumluluğuna gidilebileceği gibi, ortaklardan birinin başvurusu üzerine mahkeme kararıyla görevlerine de son verilebilir. İşte bu çalışmada, limited şirketlerde müdürlerin özen ve bağlılık yükümlülüğü tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca kanuni istisnalar saklı olmak üzere, sona eren anonim ve Limited şirketler tasfiyeye girer. İflas hali dışında tasfiye işlemleri tasfiye memurları tarafından yerine getirilir. Anılan Kanun?da tasfiye memurlarının değişik yöntemlerle atanabilmesi öngörülmüştür. Buna göre tasfiye memurları; ?esas sözleşme?, ?genel kurul kararı?, ?kanun yolu? ve ?mahkeme kararı? ile olmak üzere dört farklı şekilde atanabilir. Tasfiye memurlarının görevden alınması ve yerlerine yenilerinin atanması ise üç durumda mümkündür. Nitekim tasfiye memurları, genel kurul tarafından her zaman görevden alınabileceği gibi, ortaklardan birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Ayrıca, şirketi temsile yetkili tasfiye memurlarından hiçbiri Türk vatandaşı değilse ve hiçbirinin Türkiye?de yerleşim yeri bulunmuyorsa, mahkeme istem üzerine söz konusu şarta uygun birini tasfiye memuru olarak atar. işte bu çalışmada, TTK hükümleri kapsamında, anonim ve Limited şirketlerde tasfiye memurlarının atanma ve görevden alınma usulü detaylı olarak irdelenmiş ve incelenmiştir.

  • Limited şirket ortakları, taahhüt ettikleri sermaye payının karşılığını ödemekle yükümlüdür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda, nakdi taahhüdünü yerine getirmeyen ortaklar hakkında bir takım yaptırımlar öngörülmüştür. Bu doğrultuda, sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen ortak, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemek zorundadır. Ayrıca limited şirket, zararını ve ortağın kusurunu ispatlamak şartıyla ortak aleyhine tazminat davası açabilir. Öte yandan, şirket sözleşmesinde öngörülmesi şartıyla, temerrüt halinde ortaklar sözleşme cezası ödemekle sorumlu tutulabilir. Sermaye borcunu ifa etmeyen ortaklar için en önemli ve etkili yaptırım ıskattır. (ortaklıktan çıkarmadır) Müdürler, mütemerrit ortağı, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya yetkilidir. işte bu çalışmada, sermaye borcunu ödemeyen limited şirket ortakları hakkında uygulanabilecek yaptırımlar tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

  • Anonim ve limited şirketlerde tasfiyenin tamamlanması ve tasfiye payının ortaklara da- ğıtılabilmesi için şirket borçlarının tamamen ödenmiş olması şarttır. Şirketin borçları ödenmedikçe tasfiye bitirilemez ve şirket ticaret sicilinden terkin olunamaz. Hak ihlallerinin önlenmesi, şirket alacaklılarının mağdur edilmemesi ve tasfiyenin gereği gibi yapılabilmesi amacıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda tasfiye aşamasındaki şirketlerde alacaklıların korunmasına ilişkin hususlar ayrıntılı bir şekilde düzenlenerek kurala bağlanmıştır. İşte bu çalışmada, tasfiye halindeki anonim ve limited şirketlerde alacaklıların korunmasına ilişkin usul ve esaslar tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda öngörülen usul ve esaslara uymak kaydıyla genel kurul, kanuni zorunluluk veya ihtiyaçlar doğrultusunda, limited şirket sözleşmesinde değişiklik yapabilir. Limited şirketlerin anayasası olarak kabul edilen şirket sözleşmelerinin değiştirilme usulü, hak ve menfaatlerin korunması bakımından hem limited şirket tüzel kişiliği hem de şirket müdürleri ve ortakları açısından önemlidir. Tüm tarafları değişiklik yapma konusunda bilgilendirmeyi hedefleyen bu çalışmada şirket sözleşmesi değişikliği, Kanun'un sistematiğine uygun olarak genel ve özel sözleşme değişikliği olmak üzere iki temel başlık altında incelenmiş ve sözleşme değişikliğinde takip edilecek aşamalar detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

  • Limited şirketlerin yönetim ve temsil organı olan müdürler, ifa ettikleri görevin karşılığı olarak başta ücret olmak üzere huzur hakkı, ikramiye, prim, kazanç payı gibi bazı ödemelere hak kazanırlar. Söz konusu mali haklardan hangilerinin, ne tutarda ödeneceğine karar verme yetkisi limited şirket genel kuruluna (ortaklar kuruluna) aittir. Ancak genel kurul, müdürlere ödenecek mali hakların çeşidini ve miktarını belirleme noktasında sınırsız bir yetkiye sahip değildir. Mali hakların tespitinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen ilke, kural ve kıstasların dikkate alınması gerekmektedir. İşte bu çalışmada limited şirketlerde müdürlerin sahip olduğu mali haklar ile bu hakların ödenmesine ilişkin usul ve esaslar detaylı bir şekilde incelenmiş ve uygulamada karşılaşılması muhtemel sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur.

  • Sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan anonim şirketlerde, sermayenin varlığı ve korunması önemlidir. Anonim şirket tüzel kişiliğini, pay sahiplerini, şirket alacaklılarını ve menfaati bulunan diğer ilgilileri korumak amacıyla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda sermayenin korunmasına ilişkin bazı tedbirler alınmıştır. İşte bu çalışmada, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile karşılaştırmalı olarak ve bütüncül bir bakış açısıyla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda esas sermayenin korunmasına ilişkin anonim şirketin kuruluşu öncesi ve sonrası için öngörülen düzenlemeler detaylı bir şekilde ele alınmış, ayrıca sermayenin korunması ilkesine aykırı davranışların sonuçları üzerinde durulmuştur.

  • Ticaret unvanı, bir ticari işletmenin sahip olduğu en önemli değerlerin başında gelmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda ticaret unvanının şekli, tescili, kullanımı, korunması ve devrine ilişkin usul ve esaslar, detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu kapsamda, ticaret unvanı, kural olarak, işletmeden ayrı bir şekilde başkasına devredilemez. Bir işletmenin devri, aksi açıkça kabul edilmiş olmadıkça, unvanın da devri sonucunu doğurur. İşte bu çalışmada, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile karşılaştırmalı olarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde, ticaret unvanının hangi hallerde ve ne şekilde devredilebileceği ile devrin Kanuna aykırı yapılması halinde ilgililerin karşı karşıya kalabileceği adli yaptırımlar üzerinde etraflıca durulmuş; ayrıca ticaret unvanının devri ile işletme adı ve markanın devri arasındaki benzerlik ve farklılıklar hakkında bilgi verilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda, belli hallerin varlığı halinde limited şirketlerde genel kurul kararları ile müdürler tarafından alınan kararların butlan (geçersiz, hükümsüz) olduğu öngörülmüştür. Bu kapsamda özellikle; bazı niteliklere sahip ortaklık haklarını kaldıran veya sınırlandıran, limited şirketin temel yapısını bozan ve sermayenin korunması ilkesine aykırı olan genel kurul kararları ile eşit işlem ilkesine aykırı olan, limited şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, ortaklık haklarını ihlal eden ve genel kurulun devredilemez yetkilerine giren müdür/ müdürler kurulu kararları batıldır (geçersizdir). Batıl kararlar baştan itibaren hüküm doğurmazlar. Söz konusu kararların butlan olduğunun tespiti için belli bir süreye bağlı olmaksızın güncel veya meşru hukuki yararı bulunan herkes dava açabilir. İşte bu çalışmada, limited şirketlerde geçersiz genel kurul ve müdür/müdürler kurulu kararları detaylı bir şekilde incelenmiş ve değerlendirilmiştir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesi sonrasında anonim şirketler limited şirketlere ve diğer ticaret şirketlerine nazaran daha avantajlı hale gelmiştir. Anonim şirketleri avantajlı kılan hususların başında ise pay sahiplerinin sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve ancak şirkete karşı sorumlu olmaları gelmektedir. Bir başka ifadeyle, anonim şirketin özel ve kamu borçlarından dolayı pay sahiplerinin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. İşte bu çalışmada, başta Yeni Türk Ticaret Kanunu olmak üzere diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde ve mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile karşılaştırmalı olarak, pay sahiplerinin anonim şirket borçlarından dolayı sorumluluğu etraflıca irdelenmiş ve karşılaşılması muhtemel sorunlara öneriler getirilmeye çalışılmıştır.

  • Bu çalışmamızda, YTTK hükümleri çerçevesinde, sermaye artırımında rüçhan hakkının hangi hallerde sınırlandırılabileceği veya kaldırılabileceği üzerinde durulacak, bu konuda şirket ortaklarını korumak üzere getirilmiş olan düzenlemeler hakkında detaylı bilgi verilecektir.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu* 1 (YTTK), limited şirketlerin ortaklarına bazı yükümlülükler getirmekle beraber bu paralelde bazı haklar da tanımıştır. Ortaklara tanınan hakların başında "bilgi alma ve inceleme" hakkı gelmektedir. Söz konusu hak, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda da (ETTK) dolaylı bir şekilde düzenlenmekle birlikte, YTTK bu hakkı kamuyu aydınlatma, kurumsal denetim ve dürüst hesap verme ilkelerine göre yeniden tanzim etmiş ve modern şirketler hukuku anlamında geniş bir bilgi alma hakkı oluşturmuştur. Ortak sayısına ve pay oranına bakılmaksızın her limited şirket ortağı bu hakka sahiptir. Bu hak sayesinde ortaklar, şirketin iktisadi ve mali durumu ile faaliyetlerini doğru bir şekilde öğrenebilecek, ayrıca diğer haklarını bilinçli ve etkin olarak kullanma imkanına kavuşmuş olacaktır. Bu çalışmada öncelikle limited şirket ortaklarına tanınan bilgi alma ve inceleme hakkının unsurları ile bu hakkın kullanımı açıklanacak, sonrasında ise mezkur hak çerçevesinde elde edilen bilgileri, şirketi zarara uğratmak için kullanan ortakların karşı karşıya kalabileceği yaptırımlar üzerinde durulacaktır.

  • 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu* 1 (YTTK), ticari hayata ilişkin birçok konuda olduğu gibi anonim şirketlerde payların/pay senetlerinin2 devrine ilişkin hususlarda da yeni ve detaylı düzenlemeler yapmıştır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda (ETTK) pay senetlerinin devrinin sınırlandırılması konusu bir maddede düzenlenmişken, YTTK'da bu konu sekiz maddede (md. 491-498) hükme bağlanmıştır. Nama yazılı pay senetlerinin devrinin sınırlandırılması hususunda ETTK'nın anonim şirketlere tanıdığı geniş takdir hakkı, YTTK'da oldukça daraltılmıştır. Bu çalışmada, YTTK'da anonim şirketlerde pay/pay senetlerinin devrinin sınırlandırılmasına ilişkin getirilen hükümler hakkında detaylı ve açıklayıcı bilgi verilecektir. Konunun genişliği nedeniyle borsaya kote edilmiş nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin hususlar, bu çalışmanın kapsamı dışındadır.