VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

SGK Müfettişi

Okan YILDIRIM





  • Yeni Tip Koronavirüs Hastalığı (COVID - 19) yüzünden, 2020 yılında talep daralmasına bağlı olarak ülkemiz de dahil olmak üzere dünya genelinde bütün ülkelerde toplam üretimin dolayısıyla da GSYH’nin düşeceği, işsizlik oranının da artacağı öngörülmektedir. Hem 1929 yılındaki Büyük Buhran hem de 2008 Finansal Krizi döneminde yaşanan depresyonun da ötesine geçeceği tahmin edilen günümüz krizinin önüne geçilmesi amacıyla ülke hükümetlerince bir dizi ekonomik tedbir alınmaktadır. Her ülkede farklı uygulamalar yürürlüğe konulmakla birlikte, genel olarak işverenlerin ve işçilerin refah seviyelerini korumak amacıyla kısa çalışma ödeneği şartları kolaylaştırılmış, işsizlik ödeneği ile ücretsiz izine ilişkin politikalarda birtakım değişiklikler yapılmış ve düşük gelir düzeyine sahip hane halklarına doğrudan ödemeler yapılmıştır.

  • Yeni Tip Koronavirüs Hastalığı (COVID - 19)’nın ortaya çıkması ve kısa bir süre içerisinde dünya genelinde yayılması sonrasında, işyerlerinin geçici süreyle veya tamamen kapanması nedeniyle özellikle çocuklu ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntı yaşadıkları görülmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 28 Haziran 1952 tarihinde kabul edilen ve Türkiye’nin de 29 Temmuz 1971 tarihinde imzaladığı 102 Nolu Sosyal Güvenlik (Asgari Standartlar) Sözleşmesi’nde belirtilen dokuz sosyal riskten biri olan aile sigortası programı ile; aile yoksulluğunu önlemeye yönelik asgari standartları belirlemiştir. Her ne kadar Türkiye bu sözleşmeyi imzalayalı 50 yıla yakın bir süre geçmiş olsa da, gelinen bu noktada Türkiye’de sekiz sosyal riske ilişkin sigorta türleri oluşturulmuş, ancak aile sigortası hala kapsam dışı kalmıştır. Sosyal devlet ilkesini benimseyen Türkiye’nin de, Avrupa standartlarına ulaşması için aile sigortasını hayata geçirmesi gerekmektedir.

  • ÖZ Çağımızın en önemli salgınlarından birisi olan ve dünya ekonomisini önemli oranda felce uğratan Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19), işverenlerin faaliyetlerinin kısmen veya tamamen aksamasına sebep olmaktadır. İşletmelerin giderleri arasında büyük bir paya sahip olan personel giderleri ise işverenlerin ekonomik olarak sıkıntı yaşadığı bu dönemde yüklerini daha da artırmaktadır. Bu sebeple; işverenler, salgın döneminde hem çalışanlarının sağlıklarını korumak hem de kendi refah düzeylerini korumak amacıyla İş Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerde yer alan düzenlemeler uyarınca ücretsiz izin, yıllık ücretli izin ve uzaktan çalışma gibi bazı önlemler alabilmektedirler. İşletmeler, bahsi geçen bu uygulamalar ile kendi maliyetlerini azaltırken, bir yandan da güçsüz konumda bulunan çalışanlarının ekonomik durumunu kötüleştirmemekle yükümlüdürler.