Tarım ve hayvancılık sektörü, diğer sektörler karşısında gerilemesine rağmen hem insanların gıda ihtiyaçlarını karşılaması hem de diğer sektörlere girdi sağlamasından dolayı her zaman önemini korumuştur. Bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin mali tablo kullanıcılarına doğru, açık, anlaşılır ve güvenilir bilgileri sunabilmeleri için tarım muhasebesi uygulamalarının gerçekçi biçimde raporlan- ması gerekmektedir. Gerçekçi bir şekilde raporlama ise ancak vergi kanunlarının, dönem içerisinde veya dönem sonunda yapılan işlemlere uygulanması sonucunda ortaya çıkabilir. Zirai mahsullerin ve hayvanların vergilendirilmesine Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 52. ve müteakip maddelerinde yer verilmiştir. Değerleme hükümlerine ise Vergi Usul Kanununun (VUK) değerleme bölümünde yer verilmektedir.
Gelir Vergisi Kanununa (GVK) göre gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak tanımlanmıştır. Kazanç ve iratların neler olduğu ise GVK'nın ikinci maddesinde yedi gelir unsuru olarak sayılmıştır. Yedi gelir unsurundan biri olan ticari kazanç, Kanunun 37 ila 51'inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ticari kazanç, GVK'nın 37'inci maddesinde; her türlü ticari ve sınaî faaliyetten doğan kazanç olarak tanımlanmıştır. Burada dikkat çekildiği üzere ticari kazançta "ticari faaliyet" ve "sınaî faaliyet" olmak üzere iki temel unsur söz konusudur. Elde edilen kazancın ticari kazanç olarak nitelendirilebilmesi için üç temel unsura ihtiyaç duyulmaktadır. Üç temel unsur içerisinde en önemlisi devamlılıktır. Diğerleri ise emek ve sermaye unsurunun birarada olması ve işlemlerin bir organizasyon içerisinde yürütülmesidir.