VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Vergi Denetmeni

İbrahim ERCAN





  • Gelir Vergisi Kanunu'nun (GVK) 46'ıncı maddesinde 6322 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik neticesinde, GVK'nın 51'inci maddesinde sayılan faaliyetlerde bulunmamak şartıyla, yine GVK'nın 47'nci maddesinde yazılı şartları topluca taşıyan ve arka arkaya son iki yıl alış, satış ve/veya hasılat tutarlarının her biri 48'inci maddede yazılı hadlerden düşük olan gerçek usule tabi mükelleflere, basit usule tabi olma hakkı sağlanmıştır. Bunun için söz konusu şartın gerçekleşmesini izleyen yılın ocak ayının başından otuz birinci günü akşamına kadar yazılı olarak bağlı bulundukları vergi dairelerine başvurmaları gerekmektedir. 2012 ve 2013 takvim yıllarına ait alış ve satış tutarlarının her ikisi de 48'inci maddede yer alan hadlerin altında gerçekleşen mükellefler ve 51'inci maddede sayılan faaliyetlerde bulunmamak şartıyla, basit usule tabi olabilecektir. Bu şekilde, basit usule tabi olacak mükelleflerin 31.01.2014 tarihine kadar, 01.01.2014 tarihinden itibaren basit usulde vergilendirilme talebinde bulunmaları gerekmektedir. Söz konusu şartları sağladığı tespit edilen mükelleflerin, mükellefiyet şekli Ocak ayı başından itibaren basit usul olarak tesis edilecektir.

  • Bilindiği üzere, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkındaki Kanun'la* 1, gerçek ve tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması ile yurt içinde bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştı. Bu nitelikte bir düzenleme, 6486 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un2 13'üncü maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 85'nci madde ile yapılmıştır. Söz konusu maddeye göre, 15.04.2013 tarihi itibarıyla gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan ve yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların bildirim veya beyana konu edilmesine ve bazı yurt dışı kazançların gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmesi amaçlanmaktadır. Maliye Bakanlığı, 193 sayılı GVK'ya eklenen geçici 85'inci maddenin verdiği yetkiye istinaden, yeni varlık barışı düzenlemesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları ilişkin olarak 1 Seri No.lu Yurt Dışındaki Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ3 yayımlamıştır. Bu yazımızda, yeni varlık barışına ilişkin olarak bildirim veya beyan edilen varlıkların, bildirim veya beyan edilen varlıklar dışındaki nedenlerle yapılacak vergi incelemeleri karşısındaki durumu anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda, çekte vade ve reeskont uygulaması, Vergi usul Kanunu ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nca yayınlanmış olan 30.4.2013 tarih ve "VUK-64/2013-9/ Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması-2" sayılı, Vergi Usul Kanunu 64 No.lu Sirküleri kapsamında anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Son on yılda internet kullanımı yaygınlaşmış hatta vazgeçilmez hale gelmiştir. Bankacılık işlemlerinin internet üzerinden gerçekleştirilmesi de, kişilerin elektrik, su, telefon gibi hizmetlerine ilişkin faturalarının ödemelerini internet bankacılığı aracılığıyla gerçekleştirme imkanı sağlamıştır. İnternet yoluyla söz konusu fatura ödemelerinin gerçekleştirilmesi kişilere her bir fatura için ilgili kurumlarda saatlerce sıra bekleme külfetinden kurtarmıştır. Fatura ödeme merkezleri de kişilerin faturalarını internet üzerinden gerçekleştirmelerine aracılık ederek, en değerli unsurumuz olan zamandan tasarruf etmelerini sağlamaktadır. Tabi ki bu işlemler, karşılığında fatura ödeme merkezleri belli bir komisyon almaktadırlar. Kişiler bu merkezlere ödemelerini nakit olarak yapabildikleri gibi kredi kartıyla da gerçekleştirebilmektedirler.

  • Bilindiği üzere, mükellefler alım satımını yaptıkları mallar ile, mal ve hizmet üretimlerinde kullandıkları mal ve hizmetleri fatura karşılığında almaktalar, bu tür harcamaları dışındaki genel giderlerinden fatura düzenleme sınırını aşanları fatura karşılığında, bu sınırın altındakileri ise perakende satış veya yazar kasa fişleri ile belgelendirmektedir. Bu doğrultuda, işletmelerin fatura düzenlenmesini gerektirmeyecek kadar küçük kırtasiye, temizlik, ulaşım gibi giderleri perakende satış veya yazar kasa fişleri ile belgelendirilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda1 (VUK) kayıtların tevsiki için gerekli olan belgelerden asıl düzenleme fatura için yapılmıştır. Perakende satış fişleri ve yazar kasa fişleri, fatura yerine geçen belgeler olarak ayrıca belirtilmiştir. Bu kapsamda, işlemelerin alım-satımını yaptıkları veya üretimde kullandıkları mallar ile giderleri tevsiki için kullandıkları asıl belge faturadır. Bununla birlikte, perakende mal satan veya hizmet ifa eden birinci ve ikinci sınıf tacirlere VUK'a göre fatura kullanma mecburiyetinde bulunmadıkları satışları için ödeme kaydedici cihaz fişi kullanma zorunluluğu, 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun'la2, getirilmiştir. Otomasyon sisteminin yaygınlaşmasına paralel olarak, e-fatura ve e-defter uygulaması bu yılın başlarında başlatılmıştı. Maliye Bakanlığı, 69 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliği3 yayınlayarak ve ödeme kaydedici cihazların da, otomasyon sistemine dahil olmasını sağlamaya yönelik "yeni nesil ödeme kaydedici cihaz" kullanımına ilişkin düzenlemeler yapmıştır. Bu yazımızda, yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara ilişkin yapılan düzenleme ile, mükelleflerin ödeme kaydedici cihaz fişleri karşılığında yaptıkları harcamaların gider niteliği anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda, Mükellef Bilgileri Bildiriminin hangi mükelleflerce verileceği, hangi bilgileri kapsayacağı, bildirim zamanı ve usulü yayımlanmış olan Tebliğ doğrultusunda anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda, söz konusu 1 Sıra No'lu Tebliğ kapsamında elektronik defter tutacak mükellefler ve elektronik defter oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda, genel olarak yenileme fonu uygulaması, fonun kullanımına ilişkin üç yıllık sürenin tespiti, fona alınan karın itfası ve muhasebeleştirilmesi anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda, elektronik ortamda verilmesi gereken kesin mizan bildiriminin usul ve esasları anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda; özel öğretim kurumlarınca burslu okutulan öğrenci veya kursiyerler için tahsil edilmeyen tutarların gelir ve kurumlar vergisi açısından hasılat sayılıp sayılmayacağı ve söz konusu hizmetlere ilişkin KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı ile; burslu öğrencilerin kırtasiye masraflarının karşılanması, harçlık ve benzeri şekilde verilen bedellerin gelir ve kurumlar vergisi açısından gider kabul edilip edilmeyeceği hususları, anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu çalışmamızda, özel maliyet bedeli niteliğindeki harcamaların aktifleştirilmesi ve itfası ile, kira bedeli karşılığında devredilen özel maliyet bedeli niteliğindeki kıymetlerde stopaj uygulaması, anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Maliye Bakanlığı, yayınlamış olduğu 3 Seri No.lu Vergi Kimlik Numarası Genel Tebliği ile, Türkiye Cumhuriyeti tabiyetindeki gerçek kişilerin vergi kimlik numarasını gerektiren tüm işlemlerinde Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarasını kullanmalarına başlanmıştı. Ancak, yabancı uyruklu gerçek kişiler için uygulamada herhangi bit değişiklik yapılmadığından, söz konusu işlemlerinde vergi kimlik numaralarını kullanmaya devam edeceklerdi. Yine, Maliye Bakanlığı, yayınlamış olduğu, 4 Seri No'lu Vergi Kimlik Numarası Genel Tebliği ile 01.07.2010 tarihinden itibaren, yabancı uyruklu gerçek kişilerin vergi kimlik numarasını gerektiren işlemlerinde Nüfus Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde tutulan yabancılar kütüğüne kayıtlı olanlara verilen yabancı kimlik numarasının kullanımı uygulamasını başlatmıştır. Söz konusu Tebliğde uygulamanın usul ve esasları ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu yazımızda, 4 Seri No'lu Genel Tebliğ kapsamında yabancı uyruklu gerçek kişilerin yabancı kimlik numarasını vergi kimlik numarası yerine kullanımının usul ve esasları anlatılmaya çalışılmıştır.

  • Bu yazımızda, kısaca, serbest bölgelerde 01.01.2009 tarihinden itibaren geçerli olan, bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85'ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretlerle, ücretlere uygulanacak gelir vergisi stopaj teşviki uygulaması ile Danıştay'ın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararının, söz konusu uygulamaya etkileri anlatılmaya çalışılacaktır.

  • Bu çalışmamızda, Ar-Ge personeline, ikramiye, yakacak parası, bayram parası, yemek yardımı (Ramazan ayında) ve kira yardımı (ülke dışından gelip Türkiye'de çalışma izni alanlar için) gibi adlar altında yapılan ek ücret ödemelerinin, gelir vergisi stopajı teşviki" uygulaması kapsamına girip girmediği konusu açıklanmaya çalışılacaktır.

  • Bu yazımızda, hesap dönemi veya takvim yılı kapandıktan sonra gelen belgelerdeki KDV'le- rin vergi kanunları karşısındaki durumu açıklanmaya çalışılacaktır.

  • 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5904 sayılı Gelir Vergisi ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanu- nu'na (KVK) eklenen geçici 5. maddeyle, KOBİ'lerin (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme) 31.12.2009 tarihine kadar birleşmeleri halinde bu birleşmeden doğan kazançlarına kurumlar vergisi istisnası ve ayrıca birleşme nedeniyle infisah eden kurumun birleşme tarihinin içinde bulunduğu son hesap döneminde elde ettiği kazançları ile birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dâhil olmak üzere 3 hesap döneminde elde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulaması getirilmiştir. 5904 sayılı Kanunun gerekçesinde, söz konusu geçici maddenin konulmasındaki amacın, KOBİ'lerin vergi yoluyla teşvik edilerek, mali yapılarını güçlendirmek, ölçek verimliliğini sağlamak, rekabet ortamına uyum kapasitelerini güçlendirmek, istihdam düzeylerini arttırmak ya da korumak olduğu belirtilmiştir. Bu doğrultuda, söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak, 13.08.2009 tarihinde 4 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayınlanarak uygulamanın usul ve esasları ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu yazımızda, KOBİ'lerin 31.12.2009 tarihine kadar yapacakları birleşmelerine sağlanan vergisel avantajlar ve şartları, söz konusu geçici madde ve bu konuda yayınlanan genel tebliğ esas alınarak anlatılmaya çalışılacaktır.