VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

E. Vergi Denetmeni

Yılmaz SEZER





  • Mevzuat sistemimize son yıllarda girmiş bulunan Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı modeli ilgi odağı olmaya devam etmektedir. Bilindiği üzere inşaat sektörü Ülkemizde lokomotif olma işlevini üstlenmiş ve bu görevi de başarı ile yerine getirmektedir. Yine bilindiği üzere ülkemizde yaşanılan ekonomik gelişmeler gayrimenkulu en cazip yatırım haline getirmiştir. Tüm bu nedenlerle gayrimenkul hem inşaat şirketleri ve finansman kurumları için; hem de yatırımcılar için cazip hale gelmektedir. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı gayrimenkullerin menkulleştirilmesi yöntemiyle konut finansmanının sağlanılması konusunda aracılık etmektedir. Ülkemizde inşaat sektörünün gayrimenkule dayalı menkul kıymetlerle tinansmanında Medeni Kanun hükümleri çerçevesinde düzenlenebilecek ipotekli borç senedi, gayrimenkul karşılık gösterilerek senet ihracı ve irat senedi gibi Sermaye Piyasası araçları yanında , Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde, konut sertifikası , gayrimenkul yatırım fonu ve gayrimenkul yatırım ortaklığı gibi araçlar düzenlenebilmektedir. Bu nedenlerden dolayı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığına olan ilgi artarak devam etmekte ve ekonomik konjoktürün bu şekilde seyir etmesiyle giderekte artması beklenilmektedir. Bu yazımııda Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının oluşturulmasına ilişkin olarak son SPK Tebliğ ile yapılan değişiklikler açıklanarak, vergilendirilmeleri konusu kısaca açıklanılmaya çalışılacaktır.

  • Yap işlet Devret modeli özelleştirme kapsamında kamu hizmetlerinin finansmanını sağlamak amacıyla getirilmiş ; ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleştirilmesinde kullanılan Özel Bir Finansman modeli olarak tanımlanabilir. Yap işlet Devret modeli başta enerji olmak üzere, tünel, baraj ve ulaşım gibi' büyük yatırımlar için geliştirilmiş bir finansman modelidir. Yap işlet Devret modeli kapsamında idare ile yatırımcı arasında bir sözleşme düzenle'nmekte; bu sözleşme ile Devlet sahip olduğu potansiyel rant hakkını bir sermaye şirketine devretmektedir. Bu nedenle de YiD bir imtiyaz sözleşmesi niteliğindedir. Şirket yatırımı kendi imkanları ile gerçekleştirmekte bu yatırımın karşılığı olarakta tesisi sözleşme kapsamında öngörülen süre kapsamında kendisi işietmekte bu sürenin sonunda ise idareye devretmektedir. Uygulaması bir hayli yaygın hale gelen bu modelin vergilendirilmesinde bazı sorunlar yaşanmaktadır. 4369 sayılı Kanun ile bu sorunların bir kısmı giderilmişsede halen devam edenler de bulunmaktadır. Bu yazımızda kısaca YiD modelinin vergilendirilmesine ilişkin esaslar açıklanılmaya çalışılacaktır

  • Devletin sunduğu kamu hizmetlerinin sayılarının, kalitelerinin ve maliyetlerinin artması ; buna karşın bütçe imkanlarının daralması ve 1980 sonrası yaşanılan hızlı gelişme ile yeni iktisat politikalarının belirlenmesi sonucunda kamu hizmetlerinin sadece Devlet tarafından değil ; özel sektör tarafından da yapılması fikri oluşmaya başlamıştır. Oluşan bu fikir kapsamında hangi hizmetlerin devlet tarafından yapılması , hangi hizmetlerin ise, özel sektör tarafından yerine getirileceği tartışılmıştır. Tüm bu gelişmeler , kamu hizmetlerinin özel sektör tarafından yapılmasının yanı sıra bu hizmetlere ilişkin finansman ihtiyacını da ortadan kaldıran Yap-işlet-Devret (Build-Operate-Transfer) Modelini cazip hale getirmiştir . Bu model ile kamu hizmetlerinin özel sektör tarafından yapılması sağlanıldığı gibi aynı zamanda bu hizmetlere ilişkin finansman da özel sektör tarafından karşılanmaktadır. Özelleştirme projeleri içinde bir alternatif haline gelen Yap işlet Devret Modeli bugün birçok projenin gerçekleştirilmesinde kullanılmaktadır. Bu yazımızda ülkemizde özellikle enerji sektöründeki projelerin gerçekleştirilmesinde kullanılan Yap işlet Devret Modelinin tanımı ve hukuki yapıs ı, modelin oluşturulması ve kısaca vergilendirilmesi konuları açıklanılmaya çalışılacaktır.

  • Ticaret şirketlerinin uygulamaya ilişkin genel esaslarının belirlendiği Türk Ticaret Kanunu hükümlerinde anonim şirketlerin hissedarianna bedelsiz hisse senedi vermesi konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak ülkemizde yaşanılan yüksek oranlı enflasyon nedeniyle, Vergi Kanunlarında yapılan çeşitli düzenlemelerde şirketlerin ortaklarına belirli şartların gerçekleşmesi halinde bedelsiz hisse senedi vermeleri konusu düzenlenmiş bulunmaktadır. Anonim şirketlerde hissedarlara bedelsiz hisse senedi verilmesi uygulaması ancak şirketin sermaye artırımı sırasında gerçekleştirebileceği bir işlemdir. Anonim şirketler kuruluşları sırasında hissedarianna bedelsiz hisse senedi veremezler. Dolayısıyla anonim şirketlerin bedelsiz hisse senedi verebilmesinin ilk şartı sermaye arttırımına gitmesidir. Aksi takdirde bedelsiz hisse senedi çıkaramaz. Şirketin sermaye artırımı sırasında çıkarmış olduğu bedelsiz hisse senetlerinin, tüm hissedarlara hisseleri oranında verilmesi gerekmektedir.

  • Şirketler, yasal düzenlemeler nedeniyle sermaye arttırımına gitmenin yanı sıra işlerinin gelişmesi sonucu yeni işlerine ve yatırımiarına kaynak yaratmak, işlerini geliştirmek amacıyla sermaye arttırımına giderler. Ülkemizde ise şirketler yukarıda sayılan nedenlerin dışında; enflasyon nedeniyle sermayelerinin reel satın alma değerinde meydana gelen azalışları telafi etmek ve sermayelerini güncel hale getirmek amacıyla sermaye arttırımına giderler.

  • Bazı ekonomik faaliyetlerin ve amaçların gerçekleştirilmesi bir tek insanın ekonomik gücünü ve ömrünü aşmaktadır. insanlar bu tür faaliyetleri emeklerini ve ekonomik güçlerini birleştirerek gerçekleştirmektedir. Bu suretle ekonomik olarak daha güçlü olunmakta ve faaliyetin insan ömrü ile sınıriandıniması zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. İnsanların birleşmeleri ticari nitelikli bir kar elde etme amacına yönelmiş olabileceği gibi sadece kar elde etme amacı olmaksızın belli bir amacın gerçekleştirilmesine de yönelmiş olabilir. Kar elde etme amacına yönelmiş birleşmeler şirketleri , belli bir amacın gerçekleştirilmesine dönük birleşmeler ise vakıfları oluşturur. Dolayısıyla vakıfları belli bir amacın gerçekleştirilmesine yönelmiş mal toplulukları olarak tanımlayabiliriz. Geçmişi çok eskilere dayanan vakıflar; günümüzde özellikle vakıflara bağlı özel üniversitelerin kurulmaları ile birlikte, başta vergilendirme olmak üzere birçok yönleriyle ilgi odağı olmaya devam etmektedirler. işte bu yazımızda vakıf tanımı, vakıf oluşturulmasının şartları, vakıfların iktisadi işletmeleri ve vakıflara bağlı özel üniversiteler ve bunların vergilendirilmeleri açıklanılmaya çalışılacaktır.

  • Yetkili Müesseseler

    20.11.2016 08:11

    Yetkili müesseseler halk arasında Döviz Büfeleri olarak bilinmesine rağmen Kambiyo mevzuatımızda, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında'ki 32 Sayılı Kararda "Yetkili Müesseseler" olarak düzenlenmiş ve tanımlanmıştır. Kambiyo mevzuatımızda 1980'1i yıllarda başlayan liberalleşme hareketleri ile döviz bulundurma alıp satma ve döviz hesabı açtırma uygulamaları mevzuat dahilinde serbestce yapılmaya başlanılmıştır. Dövizlerin serbestea alınıp satılması olayıyla birlikte Yetkili Müesseseler oluşmuş ve sistem içerisindeki yerini almıştır. Bu yazımızda Yetkili Müesseselerin kurulması, faaliyet konuları ve vergi mevzuatı karşısındaki durumu üzerinde kısaca durulacaktır.

  • Ülkemizde faaliyet gösetern inşaat firmaları teknik anlamda yeterliliklerini ispatlamış, ekonominin lokomotifi olma görevini üstlenmişlerdir. Bu amaçla da sadece yurt içinde değil yurt d ışında da faaliyetlerini göstermekte ve konularında Ülkemizi başarı ile temsil etmektedirler. işte yaşanılan tüm bu olumlu gelişmelere paralel olarak; bu sektörde varolan vergilendirmeye ilişkin yasal sorunlar Maliye Bakanlığınca giderilmeye çalışılmaktadır. Bizde bu yazımız da son zamanlar da bu sektöre ilişkin yapılan yasal düzeniemelerin genel bir değerlendirilmesini yapacağız .

  • Mevzuat sistemimize 22.07.1995 tarih ve 22351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğ ile girmiş bulunan Gayri Menkul Yatırım Ortaklıkları, son günler de birçok kuruluş için ilgi odağı haline gelmiştir. Çünkü; her yeni sektör (yeni yatırım alanı) ilk olmasından kaynaklanan riskine rağmen, büyük avantajları da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları da mükelleflere sağladığı vergi avantajlarıyla dikkat çekmektedir. Türk ekonomisinin lokomotivi olma işlevini üstlenmiş olan inşaat şirketleri için; Gayrimenkul yatırım ortaklığı, gayrimenkule dayalı projelerini finanse edebilecekleri bir vergi avantajlı kaynak sağlama yoludur. Yine gayrimenkul yatırım ortaklıkları yatırımcılarına da vergi avantajlı bir portföy işletmeciliği hizmeti sağlamaktadır. Bu yazımızda Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının tanımı, amaçları, kuruluş şekilleri ve sağladığı vergi avantajiarına kısaca değinilecektir.