3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'na' (KDVK) göre, iade hakkı doğuran işlemlerden birisi de indirimli orana tabi teslim ve hizmetlerdir. KDVK'nın 28'inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca vergi oranı indirilen mal teslimi ve hizmet ifasında bulunan mükellefler, bu işlemleri dolayısıyla yüklendikleri KDV'den bir vergilendirme döneminde indiremedikleri kısmın Bakanlar Kurulu'nca her yıl belirlenen tutarın aşan kısmı yılı içinde mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı ise izleyen yılda nakden veya mahsuben iade edilmektedir.
Bilindiği üzere; çoğunluğunu temel gıda maddelerinin oluşturduğu bazı malların teslimlerinde %18 normal KDV oranı yerine %1 veya
%8 oranı uygulanmaktadır. %1 ve %8 oranına tabi teslim ve hizmet yapan mükelleflerin, bu işlemlerine ilişkin olarak satın aldıkları mal ve hizmetlere, amortismana tabi iktisadi kıymetlere, genel giderlere vb. ödedikleri KDV'den indirimle gideremedikleri kısım bu iade kapsamına girmektedir.
Durum böyle iken, yakın zamanda Gelir İdaresi Başkanlığınca yazılan ve vergi dairelerine tamim olarak gönderilen, "indirimli orana tabi teslimlerden sonra ortaya çıkan ciro primi, kur farkı, vade farkı, faiz vb giderlerle ihracatçı firmaya ödenen komisyon giderlerine ilişkin olarak KDV'nin iade hesabına dahil edilip edilemeyeceği" hususundaki yazıdan vergi idaresinin bu konuda yeni bir yaklaşım benimsediği anlaşılmaktadır. Makalemizin de konusunu oluşturan bu husus ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Makaleyi PDF olarak indirebilirsiniz.