2008 yýlý, global ekonomik krizin etkisini hissettirmeye baþlamasýyla birlikte dünyadaki pek çok ekonomi için sarsýcý sonuçlarýn ortaya çýktýðý bir yýl olmuþtur. Geliþmiþ ve geliþmekte olan ekonomilerde büyüme ciddi anlamda durmuþ ve gerilemiþtir. Büyüme, iþsizlik gibi makroekono- mik rakamlar 2008 yýlýnda bir önceki yýllara göre oldukça gerilemiþ ve 2009 yýlýna ait beklentiler negatife dönmüþtür. IMF'nin yayýmladýðý Dünya Ekonomik Görünümü (World Economic Outlook) adlý rapora göre geliþmiþ ekonomilerden ABD 2008 yýlý büyüme oraný %1,1, Almanya'nýn %1,3, Fransa'nýn %0,7, Ýtalya'nýn %-1,0, Japonya'nýn %-0,6 ve Kanada'nýn %0,5 olarak gerçekleþmiþtir. Yine sýrasýyla bu ülkelerin 2009 büyüme rakamlarý %-2,8, %-5,6, %-3,0, %-4,4, %-6,2 ve %-2,5 olarak belirlenmiþtir. Geliþmekte olan ülkeler olarak nitelendirilen Çin ve Hindistan gibi ülkelerin de 2007 yýlýna kýyasla 2008 yýlýnda büyüme rakamlarýnýn düþtüðü ve 2009 yýlýnda da düþmeye devam edeceði belirtilmiþtir. Hemen hemen her ülke için 2010 öngörüleri ise nispeten toparlanma beklentilerini yansýtmaktadýr. Bu krizin etkileri nedeniyle ülkeler, pek çok tedbir paketi açýklayarak krize karþý dik durmaya çalýþmýþlardýr. Kriz 2009 yýlýnýn baþlarýnda da etkisini hissettirse de bu yýlýn ortalarý itibariyle bazý ülkelerden krizden çýkýþ iþaretleri gelmiþ ve yeþil filizler görülmeye baþlanmýþtýr. Nitekim deðerlendireceðimiz üzere, ülkemizde de açýklanan bazý verilerle birlikte göreceli de olsa bir toparlanma hareketi göze çarpmaktadýr.

Hemen hemen bütün ülkelerin gündemlerinin birinci sýrasýný uzun süredir meþgul eden ekonomik kriz beraberinde de pek çok soruyu getirmiþtir. Ýktisatçýlar ve iþ dünyasý tarafýndan Büyük Buhran'dan bu yana yaþanan en ciddi kriz olarak tanýmlanan Küresel Kriz sistemlerin sorgulanmasýna ve ekonomiyi destekleyecek uygun tedbir paketlerinin açýklanmasýna neden olmuþtur. Birçok ülkenin açýkladýðý bu paketlerde alýnan önlemler; zor durumda olan kuruluþlara parasal yardýmlarý, çeþitli oran indirimleri, istisna ve muafiyet düzenlemeleri gibi düzenlemeleri içermektedir. Duraklayan ekonomiyi canlandýrmak ve ekonomik büyümeyi teþvik etmek amacýyla uygulamaya konulan tedbir paketlerinde yer alan vergi düzenlemeleri temelde devletin baþlýca geliri olan verginin bir kýsmýndan vazgeçmesi þeklinde ortaya çýkmýþtýr. Bunun sonucunda bütçe gelirinin azalmasý ve kamu finansmaný açýsýndan sýkýntýlarýn doðmasý kaçýnýlmaz olacaktýr. Ayrýca durgunluðu canlanmaya dönüþtürmeye yönelik harcama politikalarýndan dolayý da borçlanma gereði artacaktýr. Nitekim ülkemizin 2009 yýlý Ocak-Nisan arasýnda gerçekleþen bütçe verileri de bu durumu açýkça ortaya sermektedir. Bununla birlikte uzun dönem açýsýndan bütün bu politikalarýn ekonomik büyümeyi tetiklemesi durumunda kýsa dönemde ortaya çýkan söz konusu sorunlar kendiliðinden çözümlenmiþ olacaktýr. Çünkü ekonomik büyümenin tetiklenmesi vergi gelirlerinde de artýþa neden olacaktýr. Öte yandan hedeflenen ekonomik canlanmanýn yaratýla- mamasý durumunda ise tüm dünyada kamu finansman ihtiyacýnýn yaratacaðý yeni finansal krizlerin ortaya çýkmasýný kaçýnýlmaz kýlacaktýr.