213 sayılı Vergi Usul Yasasında mükelleflerin kullanabilecekleri belgelere "mükelleflerin ödevleri" başlığını taşıyan ikinci kitabın "vesikalar" alt başlıklı üçüncü kısmında ayrıntılı olarak yerverilmiştir . Bu belgeler; fatura, sevk irsaliyesi, perakende satış vesikaları (perakende satış fişleri,makineli kasaların kayıt ruloları, giriş ve yolcu taşıma biletleri), gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, ücret bordrosu, taşıma ve otel işletmelerine ait belgeler (taşıma irsaliyeleri. yolcu listeleri, günlük müşteri listeleri), muhabere evrakı, bono, poliçe, çek, senet, diğer vesikalar (mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamı, ihbarname, karar örneği, vergi makbuzu), elektronik ortamlarda düzenlenen belgeler (ödeme kaydedici cihaz fişi vb) olarak yasada sayılmıştır . Bu belgelerin dışında ayrıca ek belgeler düzenlenmesi konusunda Vergi Usul Yasasının mükerrer 257'nci maddesi ile Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir .Yukarıda sayılan ve kullanma zorunluluğu getirilen belgeler içerisinde uygulamada sahte olarak en yaygın kullanılan belge türü faturadır . Bu nedenle, sahte belge kavramı fatura ile sınırIandıniorak irdelenecektir.
Halkla ilişkiler uygulamasında, çalışmaların bir bölümü çevreye dönük iken, bir bölümü de yönetimin karar almada bilgi eksikliğini gidermek, ç evreyi tanımak, halkla kimi konularda sorumluluğu bölüşmek, değişen koşulları ve onlarla iliş kili halk isteklerini öğrenmekle ilgilidir. Tanıma derken , bu amaç lar ve bunlarla ilgili uygulamalar, çalışmalar anlaşılmalıdır. 65 Yönetimin günlük i ş leyi şi iç erisinde kamu kuruluşunun çeşitli düzeydeki görevlileri, değişik nedenler sonucu yönetilenlerle ya da toplumun diğer kesimleri ile yüz yüze ili ş kilere girmektedirler. Bu, yönetimin olmas ı gereken doğa l bir yönüdür. Burada önemli olan bu ilişkilerden yönetimin, kendisi için gerekli geriye yansıyan bilgiyi (feed-back) alması , halkın tepkisini değerlendirecek şekilde bu bilgilerden yararlanabilmesidir. Bunun için her şeyden önce . yönetimin bu olanaktan yararlanmayı . amaçlaması sonra da bu amaca uygun örgütsel önlemleri alması gerekir.
En iyi bilinen tanıtım biçimi, hükümet yetkililerinin yaptığı basın açıklamalarıdır . Devlet başkanları ya da başbakanların düzenledikleri basın toplantıları da bir tanıtım biçimi sayılabilir. Yeni bir ürünün piyasaya çıkarılmasında da tanıtımdan yararlanılabilir. Piyasaya çıkan yeni ürünle ilgili olarak gazetelerin ekonomi sayfalarında ya da televizyonların ekonomi programlarında , bu ürünün tanıtımı ile ilg ili haberlerin yayımlanması bir tanıtım etk i nliğidir. Kuruluşlar kamu yararına yaptıkları bağışlarlada tanıtımların ı yapabilirler. Eğitim ya da sağlık amaçlı yapılan büyük miktarlardaki bir bağışın gazetelerde ya da televizyonlarda yer alması , bağışı yapan kuruluşun tanıt ı mına katkıda bulunur. Yine, televizyonlarda yapılan kültür programlarını ya da spor faaliyetlerini finanse eden kuruluşlarda vardır. Şimdi de, kamu yönetimlerinin veya kuruluşların tanıtım amacıyla kullandıkları / kullanabilecekleri araç ve tekniklerine kısaca bir bakalım....
Bu çalışmada kamu yönetiminde halkla ilişkiler konusu ele alınıp incelenecektir. Halkla ilişkilerin çok sayıda tanımı yapılmakta, hatta hemen herkesin bir halkla ilişkiler tanımı bulunmaktadır. Bu sayının 500 civarında olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, öncelikle halkla ilişkiler kavramı üzerinde bir uzlaşı sağlanması zorunlu görünmektedir. Günümüzde, özel sektördeki halkla ilişkiler çalışmalarının geldiği aşamaya bakıldığında, hedef kitlelere yönelik kar getirici tüm çalışmalar halkla ilişkiler faaliyeti olarak kabul edilmektedir. Halkla ilişkilerle reklamcılık faaliyetieri iç içe geçmiş durumdadır . Bütün bunlar, halkla ilişkiler kavramı açısından sorunlar doğurmaktadır. Benzer şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının da, özel sektör gibi, piyasa ve kar mantığı ile hareket ettiği görülebilmektedir. Kamunun hizmet. anlayışı , dünyadaki siyasal, ekonomik ve kültürel gelişmeler doğrultusunda değişmekte ve bu da halkla ilişkiler çalışmalarını etkilemektedir. Ancak, devlet kurum ve kuruluşlarının özellikle kamusal hizmet mantığını esas alması gereği ve bu gerekliliğin halkla ilişkiler çalışmalarına yansıması zorunludur. Bu nedenle, kamu kurum ve kuruluşlarının sadece kendi amaç ve beklentilerini kitlelere empoze etme çaba ve gayretlerinden vazgeçmeleri gereklidir. Hedef kitlelerin beklenti ve ihtiyaçlarının karşılanması temel amaç olmalıdır. Dolaysısıyla , hedef kitlelerin beklenti ve ihtiyaçları en iyi şekilde belirlenmelidir. Bu konuda, amaç ve yöntemler iyi belirlenmeli ve uygulamaya sokulmalıdır . Bu konulara çalışmamızda yeterince yer vermeye çalıştık . Öte yandan, ülkemizde tarihsel süreç içerisinde yönetimin yönetilenlerle (halkla) ilişkilerinin nasıl geliştiği , ortaya çıkan sorunların gideriliş biçimleri ve bu ilişkilerin modern anlamda halkla ilişkiler kavramı açısından değerlendirmesi de yapılacaktır. Toplumsal anlamda sorunlara değinilecek ve çözüm önerileri yapılacaktır.