VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

Başmüfettiş

SONER ALTAŞ





  • Türk Vergi Hukuku’nda kanuni temsilcilerin şirketin ödenmeyen vergi ve buna bağlı borçlar ile vergi cezalarına ilişkin sorumluluğu hem 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda hem de 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Ancak, mezkûr yasaların ilgili maddelerinde kanuni temsilcilerin tanımı yapılmadığı gibi kapsamına kimlerin girdiği de açık bir şekilde belirtilmemiştir. Türk Vergi Hukukundaki kanuni temsilci kavramına karşılık olarak İngiliz Hukukunda yönetici kavramı yer almakta ve bu kavramın alt unsurlarından birisini de gölge yönetici oluşturmaktadır. Bu çalışmada, İngiltere’deki anonim ile limited şirketlerin yönetim yapılarına değindikten sonra şirketten tahsil edilemeyen vergi ve sair yükümlülüklerde sorumluluğuna gidilecek olan “yönetici” ve “gölge yönetici” kavramları ele alınmakta ve anılan kavramların Türk Vergi Hukukundaki “kanuni temsilci” kavramı ile karşılaştırması yapılmaktadır.

  • Ticaret şirketlerinin yeniden yapılandırma ya da yapı değişikliği kapsamında sıklıkla başvurdukları uygulamalardan birisi de tür değiştirmedir. Tür değiştirme, bir ticaret şirketinin hukukî ve ekonomik bütünlüğü bozulmadan, tasfiye edilmeksizin başka bir şirket türüne dönüştürülmesidir. Böylece, yeni türe dönüştürülen şirket, eskisinin devamı olarak faaliyetini sürdürür. İşte bu çalışmada, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre tür değiştirmede genel ilke, geçerli tür değiştirmeler ile kolektif ve komandit şirketlerin tür değiştirmelerine ilişkin özel düzenlemeler üzerinde durulmaktadır.

  • Sermayesi belirli bir sınırı aşan anonim şirketler ile ortak sayısına göre bazı kooperatifler sözleşmeli avukat bulundurmak zorundadırlar. Anılan yükümlülüğün ifası ücret ödemeleri; uyulmaması ise idarî para cezaları yönünden anonim şirket ile kooperatife bir maliyet getirmektedir. Oysa, bazı yasal imkânlardan faydalanılarak anılan yükümlülükten kaçınmak mümkündür. Bu çalışmada, sözleşmeli avukat bulundurma yükümüne tabi olmak istemeyen anonimşirketler ile kooperatiflerin başvurabilecekleri çözüm yolları üzerinde durulmaktadır.

  • Türk Hukukunda anonim ve limited şirketin yönetimi ile temsili Türk Ticaret Kanunu’nda; kanuni temsilcileri ile limited şirket ortaklarının şirketin ödenmeyen vergi borçlarına dair sorumlulukları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ise şirketlerin yönetim organlarının yapısı anlamında önemli farklılıklar bulunduğu gibi şirketten tahsil edilemeyen vergi alacaklarının kanuni temsilcilerden ve ortaklardan tahsilinde de ince ayrımlar bulunmaktadır. Bununla birlikte, Türk Vergi Hukuku uyarınca şirketlerin kanuni temsilcilerinin ve limited şirket ortaklarının sorumluluğuna gidilmesi, AB üyesi ülkelerin genelinde de mevcut olan bir uygulamadır. Hatta, OECD’nin vergi idarelerinin tahsil performanslarına ilişkin olarak dikkate aldığı kriterlerden birisinin vergi borcu için şirket yöneticilerinin sorumluluğuna gidilmesi olduğu dikkate alındığında, ülkemiz vergi yasalarında sorumluluk hükümlerine yer verilmesi bir anlamda gereklilik kazanmaktadır.

  • Limited şirkette esas sermaye payının bedeli şirket sözleşmesinde öngörüldüğü şekilde, nakit veya ayın olarak yahut bir alacağın takası yoluyla ya da sermaye artırımında olduğu gibi, serbestçe kullanılabilecek özkaynakların esas sermayeye dönüştürülmesi yoluyla ödenir. Limited şirkette esas sermaye payları senede de bağlanabilir. Limited şirket ortakları, sahip oldukları esas sermaye paylarını kısmen veya tamamen diğer ortaklara veya üçüncü kişilere satıp devredebilirler. Limited şirket ortağının, Türk Ticaret Kanunu’nda aranılan bazı şartlara uymak kaydıyla, sahip olduğu esas sermaye paylarını şirkete satıp devretmesi de mümkündür. Bu çalışmada, limited şirket ortağının sahip olduğu esas sermaye paylarını şirkete satması hususu ile bu konuda yerine getirilmesi gereken şartlar üzerinde durulmaktadır.

  • Türk Ticaret Kanunu?nda holding şirketlere kanuni yedek akçeler kısmında tek bir yerde değinilmiştir. Yasada yer alan bu hükmün amacı ise, holding şirketlerin yedek akçeler konusundaki durumunu düzenlemek ve holdinglere bu konuyla ilgili olarak maddenin hangi hükümlerinin uygulanmayacağını göstermek olup; Ticaret Kanununda holding şirketlere uygulanacak hükümler konusunda bir düzenlemeye gidilmemiştir. Mevzuattaki bu boşluğa rağmen, ülkemizde, holding şirket uygulaması geçen yarım asır içerisinde hatırı sayılır bir seviyeye ulaşmıştır. Halihazırda ülkemizde sadece anonim şirket statüsünde ve saf holding kuruluşuna izin verilmektedir. Uygulamada holding şirket ortakları ve yöneticileri tarafından fazlaca bilinmediğini ve hatta hiç duyulmadığını tahmin ettiğimiz, ülkemizdeki ilk holdingden daha yaşlı olan ve holding şirketlere birtakım istisna ve muaflık tanıyan bir yasa bulunmaktadır. Bu çalışmada, halihazırda yürürlükte olan 86 sayılı Yasa ile holding şirketlere tanınan muafiyet ve istisnalar üzerinde durulmaktadır.

  • Sermaye şirketi olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar ile vergi cezaları, yasal ödevleri yerine getirmeyen kanuni temsilcilerin varlıklarından alınmaktadır. Limited şirket ortakları da, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi ve buna bağlı alacaklar ile vergi cezalarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu tutulmaktadır. Sermaye şirketinin kanuni temsilcisi ile limited şirket ortağının, şahsi mal varlıklarından ödedikleri şirkete ait vergi ve buna bağlı alacaklar ile vergi cezaları için rücu hakkı bulunmaktadır. Bu çalışmada, sermaye şirketinin malvarlığından alınamayıp kanuni temsilci ve limited şirket ortağının şahsi varlıklarından tahsili cihetine gidilen vergi ve buna bağlı alacaklar ile vergi cezaları için kanuni temsilci ve ortakların sahip oldukları rücu hakkı, Danıştay ve Yargıtay kararları ışığında, ele alınmaktadır.

  • Ülkemizde en fazla rağbet edilen ticaret şirketi türü limited şirkettir. Limited şirketin ortakları arasında yaşanan geçimsizlikler şirketi kavga alanına dönüştürmekte ve aksamalara sebebiyet vermektedir. Oysa, şirket içi huzursuzluklarda çıkma müessesesine başvurulması mümkündür. Ortaklıktan çıkmada kişi kendi iradesi ile şirketten ayrılmaktadır. Ancak, limited şirket ortağının çıkması sadece bazı hallerin varlığında söz konusu olabilir. Bu çalışmada, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca limited şirket ortaklığından çıkma yolları üzerinde durulmaktadır.