4734 sayılı Kamu ihale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu ihale Sözleşmeleri Kanunu 1 01 / 01 /2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu iki kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte, 20 yıl süre ile uygulanmış olan 2886 say ılı Devlet ihale Kanununun kamu alımlarına ilişkin hükümler içeren ilgili hükümleri devre dışı kalm ı ştı r . Kamu ihale Kanunu'nun getirdiği en önemli yeniliklerden birisi bu Kanun'un kapsamı ile ilgili bulunmaktad ı r. Buna göre, kapsamda yer alan idarelerin kullanımında bulunan her tü rlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımlar ı ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hukumlerine göre yürütülecektir. Diğer taraftan, 5035 sayılı Kanunun 01 /01 /2004 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürü rl üğe giren 28 ve 33 üncü maddeleri ile döviz kazand ı r ı c ı faaliyetlerle ilgili işlem ve kağıtlar yönünden, damga vergisi ve harç i stisnası getirilmişt ir . Bu maddelerde istisna uygulamas ın daki esaslarla, aranan şa rt l a rın ihlal edilmesi hal inde yap ı lacak işlemler hüküm a l tına alınmıştır. Ayrıca, maddelerin son f ı krası ile döviz kazandı rıcı faaliyetler in neler olduğu ve bu maddelerin uygula n masına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlı ğı ile D ı ş Ticaret Müsteşarlığı tarafından birli kte tespit edileceği belirtilmiştir . ,., Devlet Bütçe Uzmanı 03/ 12/1988 tarih ve 3505 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin yürürlük süresi 31/12/2003 tarihi itibariy le sona ermiştir. Bu nedenle, bu Kanuna istinaden yayımlanan tebliğierin de uygulanma imkanı kalmam ı ştır. Diğer taraftan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli istisna ve muafiyetlerle ilgili (2) say ı lı tablonun " IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağ ı t l ar" başl ıklı bölümünün 5035 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile değişik (23) numaralı fıkrasında, "Bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslara ras ı kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve geri ödenmesi amacıyla düzenlenecek kağıtlar ile bu kağıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları hariç) ." hükmü yer almaktadır. 492 sayıl ı Harçlar Kanunun 5035 sayılı Kanunun 31 inci maddesi ile değişik 123 üncü maddesinin son f ı kras ı nda ise, "Anonim, eshaml ı komandit ve limited şirketlerin kuruluş , sermaye artırımı, birleşme , devir, bölünme ve nev'i değiş i klikle r i nedeniyle yapılacak işlemler ile bankalar, yurtd ı ş ı kredi kuruluşlar ı ve uluslararası kurumlarca kulla n d ı rılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler harca tabi tutulmaz." hükmü yer almaktadır. Buna göre, gerek mevzuatta ve gerekse uygulamada meydana gelen değişiklikler nedeniyle konunun yeni bir tebl i ğ çerçevesinde düzenlenmesi zor u nl u l uğu doğmuştur. Döviz kazandırıcı faaliyetlerle ilgili işlemlerden olan uluslararası ihaleler sebebiyle doğan damga vergisi ve harç istisnasının kapsamı ile uygulama usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır .
3065 sayılı katma değer vergisi Kanunu'nun 9'uncu maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanların, verginin ödenmesinden sorumlu tutulmaları konusunda Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Anılan madde hükmüne göre, mükellefin memleket içinde ikametgahının, işyerinin , kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı , vergi alacağını n emniyet altına alınması bakımından , işlemlere taraf olan diğer bir şahsı veya şahısları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilecektir. Maddede sayılan haller, mükelleflerin idarece takibinin güç olduğu , dolayısıyla verginin tarhı , tahakkuk ve tahsilatında kayıpların mümkün bulunduğu h a ll e rdir. Burada sayılan haller sınırlı olmayıp, vergi alacağının emniyet altına alınmasının gerekli görüldüğü diğer durumlarda da Maliye Bakanlığı ' nın , mükelleften gayri bir şa hs ı, verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisi bulunmaktadır . Maddede belirtilen " işlemlere ta raf olanlar"; mükellefin temsilcisi, vekili, mükellef adına hareket etmeye yetkili kılınan herhangi bir kimse veya kendisine mal teslim edilen yahut hizmet ifa edilen kişi olabilecekti r. Maliye Bakanlığı katma değer vergisi Kan unu 'nun 9'uncu maddesinin 1 numaralı fıkrasından aldığı yetkiye istinaden, vergi a lacağın ı emniyet altına almak amacıyla 89 seri no.lu katma değer vergisi Genel Tebliği ile düzenleme yaparak, başta genel ve katma bütçe! i idareler olmak üzere bazı kurum ve kuruluşlardan bazı hizmetlere ait katma değer vergisi ni tevkifata tabi tutmalarını uygun görmüştü. Daha sonra 91 seri no.lu katma değer vergisi Genel Tebliği ile yeni bir düzenlemeye gidi lmi ş ve tebliğ 'i n Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren 89 seri no.lu Genel Teb liğ ' l e yapılan düzenlemeler yü rürlü kten kaldırılmıştır. Tevkifat sorumluluğu konu l arından birisi de yapım işleridir. Bu konuyla ilgili olarak sonradan sırasıyla 95 ve 99 seri no.lu katma değer vergisi Genel Tebliğleri yayımlanmıştır.
Sözleşmeli personel , uygulaması belli bir mesleki bilgi ve uzmanlığa gerek gösteren geçici ve istisnai işlerde, daha yüksek bir ücret verilmek suretiyle personel sağlanması için öngörülmüş bir istihdam biçimidir. Sözleşmeli personel ile idare arasında yapılacak olan sözleşme, bir özel hukuk sözleşmesi olmayıp idare hukuku kurallarına tabi bir idari hizmet sözleşmesidir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, sözleşmeli personel geçici ve istisnai bir istihdam biçimidir. Sözleşmeli personel konusu, gerek uygulamadaki çok başlılık, gerekse özlük haklarındaki farklılıklar nedeniyle hep gündemde yer almıştır. Son dönemde "Devlet Personel Rejim i Reformu" ile bağlantılı olarak da yine sözleşmeli personel konusu üzerinde durulmaktadır. Bu makalede, personel sözleşmelerindeki damga vergisi uygulaması ele alınacaktır .
Devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bütçe içinde olması bütçenin birlik ilkesinin bir gereğidir. Bir ülkede kamu gelir ve giderlerinin tek elden tahmin edilmesi, planlanması ve dengelenmesi bu ilke ile doğrudan ilgilidir. Bütün kamu gelir ve giderlerinin bir bütçe içinde toplanması esasen zor bir uygulamadır ve ülkemizde de birlik ilkesi istisnalarıyle birlikte uygulanmaktadır . Buna mukabil, ülkemizde, en azından kamu gelirlerinin kamu bankalarında toplanması suretiyle belirli avantajların sağlanmasını hedefleyen kamu haznedarlığı sistemi uygulanmaktadır . Kamu haznedarlığı sisteminde, kamu kurum ve kuruluşlarının mevcut nakitlerinin yine kamu bankalarında aç ı lacak hesaplarda tutulması zorunludur.
Kamu idarelerinde harcama öncesi ve sonrasında etkin bir mali kontrol sistemi oluşturulması, mali yönetimin saydamlaştırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması gibi amaçlarla Avrupa Birliği normları da dikkate alınarak hazırlanan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun1 bazı maddeleri yayımı tarihinde, bazı maddeleri 1.1.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş, diğer maddelerinin de 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Ancak, 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun2 "Kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler" başlıklı 37. maddesi 5018 sayılı Kanun'da bazı değişiklikler/düzenlemeler yapmıştır. Yapılan değişiKlikler 5018 sayılı Kanun'a işlenmemekle birlikte bu Kanun'un 2005 yılı uygulamasını değiştirmektedir. Bilindiği üzere bütçe kanunlarımız bir mali yıl için hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. Getirilen değişiklikler/düzenlemeler Kanun·a işlenmese bile 5018 sayılı Kanun'da fiilen bir değişiklik yapılmıştır. Bu çalışmada, Bütçe Kanunu ile getirilen değişikliklerin neler olduğu, değişikliklerin ne anlama geldiği tartışılacak ve uygulamada çıkabilecek sorunlara açıklık getirilecektir.