VergiRaporu Yazar Fotoğrafı

İş Başmüfettişi

Recep LEVENT





  • İŞSİZLİK SİGORTASI

    13.07.2020 10:07

    Gerek çalışma hayatı gerekse de sosyal güvenlik sistemlerinin genel amacı; bireylerin, gelirleri azaltan, gider artıran risklere karşı korumaktadır. Söz konusu korumayla ilgili olarak alınan tedbirlerin kapsamı, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelere bağlı olarak da genişlemektedir. Özellikle teknolojik gelişmelere bağlı olarak iş gücüne olan talebin azalması, daha doğrusu daha az sayıda kalifiye iş gücüne ihtiyaç duyulmasıyla ortaya çıkan işsizliği ortaya çıkarmıştır. İşsizliğin önlenmesi ve işsiz kalanların işsizlik süresinde azalan ve yok olan gelir risklerinin bertaraf edilmesi amacıyla işsizlik sigortası uygulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde de bu tür riskin karşılanması için ancak 2000?li yıllarda işsizlik sigortası uygulanmaya başlamıştır. Başlangıçta, dar kapsamda uygulanan işsizlik sigortası daha sonraları kapsamı genişletilmiş ve bu alandaki kapsamın genişleme eğiliminde olduğu görülmektedir.

  • MEMURLARIN İZİNLERİ

    09.07.2020 10:07

    Anayasa ile de güvence altına alınan çalışma hayatından kaynaklanan haklar içerisinde izin kullanma yasal düzenlemelerle uygulanmaktadır. Memurlar için izin kullanma hakkı da, hizmet süresi, cinsiyet ve diğer özel durumlara göre farklılaştırılmış olarak uygulama alanı bulmaktadır. Memurlara tanınan izin hakkının, türü ve kapsamı günden günden genişlemekte, genişlemede daha çok aile ve sosyal hayatın geliştirilmesi ve korunması amacı ön planda tutulmaktadır. Hatta, bu amaç pararelinde memurlar için de belli şartlar ve dönemler için kısmi (esnek) çalışma hakkının da getirildiği görülmektedir.

  • Fiziksel ve ruhsal olarak yıpratıcı işlerde çalışanlara, sosyal güvenlik sistemimizde fiili hizmet zammı adıyla erken emeklilik hakkı tanınmıştır. Memurlar için de kanuni düzenlemelerle, belli görevlerde bulunanlara hizmet süreleri/ prim ödeme gün sayılarının belli bir oranının hizmet yılı/prim ödeme gün sayılarına eklenmesi ve eklenen bu sürelerin aynı zamanda tamamı veya yarısının emeklilik yaşından indirilmesi öngörülmüştür. 1/10/2008 tarihinden önce memurlar için 5434 sayılı Kanun kapsamında yer alan fiili hizmet zammı uygulaması, söz konusu tarihten sonra 5510 sayılı Kanunla diğer statülerde çalışanlarla ortak hale getirilmiştir. Fiili hizmet zammı uygulaması, dönemsel olarak değişikliğe uğramış ve kapsamı daraltılarak eklenen ve indirilen sürelerde kısıtlamaya gidilmiştir.

  • Kıdem tazminatı, bir işyerinde çalışma süresince her geçen tam yıl için 30 günlük ücreti tutarında ödenen parasal miktarını ifade etmektedir. Söz konusu tazminat, esasen emeklilik aşamasında bir vefa duygusuyla ödenen bir maddi katkı içermektedir. Ancak, sadece bundan ibaret olmayıp çeşitli nedenlerle işten ayrılma veya ara verme durumunda da maddi kayıpları telefi etme niteliğini taşımaktadır. Kıdem tazminatı konusu, sadece bir maddeden ibaret yasal düzenlemeden ibarettir. Ancak, konuyla ilgili birçok hususa yargı kararlarıyla yön verilmekte, açıklık getirilmekte ve çözümlenmektedir. Yasal düzenlemedeki yetersizlik dışında, bu konuda en önemli sorunlardan biri de özellikle kurumsal ve kıdem tazminatı için fon ayırması mümkün olmamasıdır.

  • Bilindiği üzere, ülke ekonomilerinin en önemli parametrelerinden birini de istihdam sorunu teşkil etmektedir. İstihdam sorunu, iş gücünün artırılması kadar artırılan iş gücünün kayıtlı olmasını ve de işveren üzerindeki prim yüklerinin azaltılması gibi unsurlarını içermektedir. Dolayısıyla, kayıt dışı istihdam sorunu yaşayan ve bunun paralelinde de kayıtlı iş gücü yaratılması gereken ekonomilerde, primle ilgili unsurlarla oynanmadan işverenlere bazı teşvik imkanları getirilerek kayıtlı istihdamın artırılması yoluna gidilmektedir. Ülkemizde de, alınan birçok tedbire karşın, kayıt dışı ekonominin hâlâ %30?lar seviyesinde olması gerçeği karşısında kayıtlı istihdamın teşvik adı altında işveren prim yüklerinin azaltılarak kayıtlı istihdamın artırılması yoluna gidilmiştir. Ayrıca, ülkemizdeki teşvik uygulamalarında, sadece kayıtlı istihdamın artırılması değil, getirilen teşviklerle aynı zamanda iş gücü piyasasında özellikle engellilerin istihdamının özendirilmesinin de amaçlandığı görülmektedir.

  • EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞMA

    03.07.2020 02:07

    Ev hizmetlerinde, ay içinde birkaç saat veya gün ya da aynı evde aynı ay içerisinde farklı kişilerce birkaç saat veya gün çalışan kişiler olabilmektedir. Bu çalışanların sigortalılığı her zaman için sorun olmuştur. Esasen bu sorun iki taraflı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bir yandan, ay içerisinde parçalı olarak çalışan kişilerin totalde bu çalışmalarının sosyal güvenlik açısından değerlendirememesinden, diğer yandan da ev hizmetlerinde kişileri istihdam edenlere "işverenlik" sıfatıyla birçok yükümlülük getirilmesinden kaynaklanmaktadır. Söz konusu soruna çözüm bulunmasına yönelik olarak, 2014 yılında 6552 sayılı Torba Kanunla 5510 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle diğer sigortalılık türlerinden farklı bir uygulama getirilmiştir. Ev hizmetlerinde "10 gün ve daha fazla çalışma" ve "10 günden az çalışma" şeklinde ifade edilmiştir. Soruna çözüm getirilirken, esasen sosyal güvenlik mantığı açısından tartışılabilir bir düzenlemeye gidilmiştir. Bunun yanı sıra iki farklı sigortalılık türü daha yaratılmış olması da ayrıca eleştirilebilecek bir husus olarak ortaya çıkmaktadır.

  • Çalışma hayatında sadece fiziksel ve diğer yönlerden sağlıklı kişiler değil, engelli diyebileceğimiz kişiler de yer almaktadır. Engelli duruma düşme, işe başlamadan olabileceği gibi, çalışma süresi içerisinde gerek çalışmadan kaynaklanan gerekse de çalışma hayatı dışındaki nedenlerle meydana gelebilmektedir. Engelli kişilerin çalışma hayatı diğer kişilere göre daha zor, hatta bazen sürdürülmesi imkansız hale geldiğinden, sosyal güvenlik açısından bu kişilere yaş şartı aranmadan daha erken çalışma hayatlarının sonlandırılmasına, yani emekli olmalarına imkan tanınmıştır. Engelli durumda bulunan kişilerin sosyal güvenlik açısından bu durumları, ya yapılan iş ve meslekten bağımsız "çalışma gücü kaybı" ya da tamamıyla çalışma ve mesleğe bağlı olarak, "meslekte kazanma gücü kaybı" olarak belli oranlarda engelli oranının sağlık kurulu raporuyla ortaya koyulmakta ve kabul edilmektedir. Sosyal güvenlik açısından, engelli durumuyla emekli aylığı bağlanması, engelli oranının düzeyine bağlı olarak "maluliyet", "özel emeklilik" ve "sürekli iş göremezlik geliri" statüleriyle farklı olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.

  • Emekli olmak, dolayısıyla emekli aylığı bağlanması şartları ve emekli aylığının miktarı, çalışanlar için büyük önem arz etmektedir. Zira, yıllardır süren çalışmanın karşılığı beklenmekte ve alınacak emekli aylığı miktarı da önceden bilinmek istenmektedir. Bu beklentiye karşın, emekli aylıklarının hesaplanması oldukça karmaşık işlemleri ve sistemi içermektedir. Bu da emekli aylıklarının miktarının bilinmesini zorlaştırmaktadır. Zira, öncelikle 2000 yılı öncesi, 2000 ile 2008/10 yılları/dönemi arası ve 2008/10 dönemi sonrası emekli aylıkları farklı bir şekilde hesaplanmaktadır. Sonrasında ise her dönemin süresine göre kısmi olarak hesaplanan miktarların toplamından oluşmaktadır. Özellikle, her dönemde çalışması bulunanlar için emekli aylıklarının hesaplanmasında devreye giren birçok parametre, oldukça karmaşık bir sistemi ortaya çıkarmıştır. Kaldı ki, sosyal güvenlik reformuyla birlikte, Emekli Sandığı kapsamında 2008 yılı Ekim döneminden önce ve sonra ilk defa çalışmaya başlayanlar için de emekli aylıklarının hesaplanmasında tamamen farklı bir sistem öngörülmüştür.

  • Çalışma hayatındaki faaliyetler, artık sadece ülkelerin sınırları içerisinde değil, ülke sınırlar dışına taşmış durumdadır. Çalışma hayatının ülke sınırları dışına taşması, doğal olarak daha farklı çalışma şartlarını ve kurallarını da beraberinde getirmiştir. Ülke vatandaşlarınca farklı ülkelerde gerek bağımsız veya yabancı ülke işverenin emri altında çalışma, gerekse de mensubu olduğu ülkenin işverenin emrinde başka bir ülkede çalışma durumları söz konusu olabilmektedir. Bu tür çalışmalar için ülkeler arasında yapılan ikili sosyal güvenlik sözleşmeleriyle belli kurallar getirilmiş ve getirilen bu kurallar ve çerçevede, yurt dışına geçici olarak çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin sözleşmeli ülkeden ülkeye değişen süreler dahilindeki çalışmalarının Türk sosyal güvenlik mevzuatına göre değerlendirilmesi öngörülmüştür. Kapsamı günden güne ülkeler açısından genişleyen bu uygulamayla mükerrer sigortalık önlenmeye çalışılmaktadır.

  • Çalışma hayatında sadece fiziksel ve diğer yönlerden sağlıklı kişiler değil, engelli diyebileceğimiz kişiler de yer almaktadır. Engelli duruma düşme, işe başlamadan olabileceği gibi çalışma süresi içerisinde gerek çalışmadan kaynaklanan gerekse de çalışma hayatı dışındaki nedenlerle meydana gelebilmektedir. Engelli kişilerin, çalışma hayatı diğer kişilere göre daha zor, hatta bazen sürdürülmesi imkansız hale geldiğinden, sosyal güvenlik açısından bu kişilere yaş şartı aranmadan daha erken çalışma hayatlarının sonlandırılmasına, yani emekli olmalarına imkan tanınmıştır. Engelli durumda bulunan kişilerin sosyal güvenlik açısından bu durumları ya yapılan iş ve meslekten bağımsız "çalışma gücü kaybı" ya da tamamıyla çalışma ve mesleğe bağlı olarak "meslekte kazanma gücü kaybı" olarak belli oranlarda engelli oranının sağlık kurulu raporuyla ortaya koyulmakta ve kabul edilmektedir. Sosyal güvenlik açısından, engelli durumuyla emekli aylığı bağlanması, engelli oranının düzeyine bağlı olarak "maluliyet", "özel emeklilik" ve "sürekli iş göremezlik geliri" statüleriyle farklı olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.

  • Ülkemizdeki sigortalılık türlerinden biri de "isteğe bağlı sigorta"dır. Sosyal güvenlik reformu öncesinde, bu sigortalılığın esası, çalışma hayatını sonlandırmak zorunda kalan veya emeklilikteki yaş şartını yerine getirmekle birlikte prim ödeme gün sayısı/hizmet yılını dolduramamış olanların bu şartları tamamlamaları amacını taşımakla birlikte, reform sonrasında bu sigortalılığa giriş ve sistemde kalma şartları kolaylaştırılarak, belli bir süre çalışma şartı aranmamak ve sağlık yardımı da verilmek suretiyle "alternatif emeklilik" sistemi şeklinde düzenlemeye gidilmiştir. Aynı reformla, el sanatlarıyla uğraşan ev kadınlarına, ay içerisinde kısmi çalışanlara ve sözleşmeli ülkelere çalıştırılmak üzere götürülenlere emeklilik hakkını elde etmek için isteğe bağlı sigorta prim ödemelerine imkan sağlanmıştır.